Rüzgâr âşık olmasaydı böyle esip durmazdı.
Ne mutlu o kişiye ki gece herkes uykuda iken Allah ona dosttur, arkadaştır.
• Ne yazık ki gece geldi. Hepimiz ayrı düştük. Ne mutlu o kişiye ki gece herkes uykuda iken Allah ona dosttur, arkadaştır.
• Geceleyin hepsi uyudular. Hepsi de cansız birer varlık gibi yerlere serildi yataklara düştüler. Ey bizim dostumuz! Ey cihanın padişahı! Aman sen uyuma.
• Bu beden toprağını kaldırıp gezdiren, oradan oraya götüren ruh rüzgârıdır. İnsan uykuya dalınca o ruh rüzgârı toprak bedenden muvakkat bir zaman çekilince, beden düşüp yere serilir
• Fakat ruh rüzgârı geceleyin bu toprak bedenden büsbütün el çekmez. Eli üstündedir. Çünkü o toprak bedenle sevişmektedir. Ayrı ayrı yerden oldukları halde, birisi topraktan, birisi ruh âleminden geldikleri halde, Allah (c.c) muakkat bir zaman için onlan birbirine dost kılmıştır.
• Rüzgâr sebatsızdır. Bir yerde durmaz. Bu sebeple onun vefası yoktur. Ene karşı duyduğu aşk, onu vefasız hale sokmuştur. Rüzgâr âşık olmalı, böyle esip durmazdı. Bir yerde karar kılardı.
Mevlana bir Mesnevî beytinde şöyle buyurur:
Çihanın bütün zerreleri o ezelî hüküm dolayısı ile çift çift; her çift birbirine âşıktır. Gökyüzü yeryüzüne; ‘Merhaba!’ der. ‘Seninle ben kehribarla saman çöpü gibiyiz, birbirimizi seviyoruz.’ Mesnevî, c. III, nr. 4401; Divan-ı Kebîr'm başka bir yerinde:
Dünyanın her cüzü, her şey âşıktır. Her şey sevgili ile buluşmak için çırpınır durur. (Divan-ı Kebîr, c. VI, nr. 2674.) diye buyunır.
Aşkının ateşi benim bütün sabrımı, kararımı yaktı.
• Gönlümün derdinden neler çektiğimi gördün ya, gel ey güzel sevgilim! Gel, tez gel, tez gel!
• Sermayem, kazancım giderse gitsin, korkmuyorum. Yeter ki sen kal, senle! Çünkü sen benim ömrümsün, hayatımsın. Her kazancın sermayesisin. Gel, gel, sensiz ben ne yaparım?
• Canımın canı! Ey gönlümün dostu! Senin yüzünü görmeden evvelce ben sabırlı bir kişiydim. Senin aşkının ateşi benim bütün sabrımı, kararımı yaktı. Sevgili gel! Sensiz ben yaşayamam, gel!
• Benden ayrılmak ve uzaklara gitmekle düşmanı sevindirmek istiyorsan, bana karşı olan soğuk davranışlarında düşman sevindi, için rahat etsin! Artık dara gitmeye gerek yok. Boş yere beni üzme, gel!
• Sen her ne kadar hissiz, taş yürekli isen de bu davranışların bana karşıdır. İki cihanın da çok değerli bir incisisin. Taşın içinden fışkırıp çıkan rahmet suyu gibi gel!
• Canın ve gönlün iniltilerine senden başka mahrem yoktur. Benim gönlüm dağ gibidir. Haydi, sen bu dağa bir Davud (a.s) gibi, bunu seslendir.
• Ey Tebrizli Şems! Ayrılık ezelden gelen bir kaza ve kaderdir. “Alın yazımız böyleymiş!” deme! Sen öyle bir hükmü istiyorsan, o oldu demektir. Haydi, bir kaza ve kader olarak gel!
Sevgili geldi, hiç bir su ile sönmeyecek aşk ateşini gönlümüze düşürdü.
• Feleğin, gökyüzünün, rüyada bile görmediği o ay yüzlü sevgili yine geldi. Hiç bir su ile sönmeyecek aşk ateşini yine gönlümüze düşürdü.
• Sen benim bir beden evime bak, bir de canıma bak! Beden aşk şarabıyla mest olmuş. Can ise o şaraba dayanamamış, yıkılmış, yerlere serilmiş.
• Şarap evinin, meyhanenin sahibi gönlümle dost olunca, kanım aşk şarabı oldu; damarlarımda dolaşmağa başladı. Ciğerim de aşk ateşinde kebap oldu.
• Gözüm onun güzel hayali ile dolunca ona bu lütfu verdiği için; “Ey kadeh, sen ne tesirlisin, ne güzelsin? Ey şarap var ol, aferin sana!” diye sesler geliyor.
• Gönül aşk denizini görünce beni yalnız bırakarak birden bire içten fırladı, kendini o denize attı ve bana: “Haydi, elinden geliyorsa ara da beni bul bakalım!” diye seslendi.
• Doğunun güneşi ve Tebrîz şehrinin kendisi ile iftihar ettiği Şemseddin'in yüzünün parlak güneşinin ardı sıra bulutlar gibi âşık gönüller koşuşup duruyor.
Editör diğer yazıları
- 18 Ekim 2020 es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh
- 18 Ekim 2020 Sahih-i Buhari´de Zayıf Hadis Yoktur
- 18 Ekim 2020 Bu Dünya Dar-ı Gaflettir
- 26 Nisan 2020 Tasavvufi Eğitimin Hedefi ve Bir Prototip
- 28 Ocak 2020 Ya Resulallah - Niyazi Mısri
- 28 Ocak 2020 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 23. Mektubu
- 28 Ocak 2020 Tasavvufsuz İslami Kalkınma Olmaz
- 28 Ocak 2020 Hüdâyi Hazretleri´nin Nefis Terbiyesi
- 28 Eylul 2019 Senin sevgini idrak hususunda bizler çocuklar gibiyiz. Ey can gel de bizi çocukluktan kurtar
- 28 Eylul 2019 Abdülkâdir Geylânî’nin Ahlakı
- 28 Eylul 2019 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 22. Mektubu
- 28 Eylul 2019 Derviş Olsam
- 28 Eylul 2019 Allah, Kubâ Halkını Niçin Övmüştür?
- 28 Eylul 2019 Bir Kıssa, Bin Hisse - Buyurun Efendim!
- 28 Eylul 2019 Bursa Ulucami’indeki Levhanın Sırrı
- 28 Eylul 2019 Ayasofya Diyor ki
- 20 Aralık 2018 Cem Olmuş Dervişleri
- 20 Aralık 2018 Kıssadan Hisse -ÇingeneAli-
- 20 Aralık 2018 Tövbe
- 20 Aralık 2018 Ankâzâd´den Tûti İhsan Efendi’ye 21. Mektub
- 09 Mart 2018 Tasdik ve İnkâr Bakımından İnsanlar - Ömer Nesefî
- 09 Mart 2018 Kudüs Davası Sahipsiz Değildir!
- 09 Mart 2018 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 20. Mektubu
- 09 Mart 2018 Hz. Peygamber, Barış ve Savaş
- 09 Mart 2018 Peygamberimiz, Efendimize Hitap, Divân-ı Kebîr´den
- 29 Ekim 2017 Kabir Azabını İnkâr Edenlere Güzel Bir Cevap
- 29 Ekim 2017 Suların Kısımları
- 29 Ekim 2017 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 20. Mektubu
- 29 Ekim 2017 Bir Mucize, Süheyl b. Amr (r.a)
- 29 Ekim 2017 Olmayınca
- 29 Ekim 2017 Gel Papaz Efendi!
- 17 Temmuz 2017 Oruç yüzünden bizim canımız dirilik elde edecektir!
- 23 Şubat 2017 Abdesti Bozmayan Şeyler
- 23 Şubat 2017 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 18. Mektubu
- 23 Şubat 2017 Himmetini Âlî Tut - Pir Abdulkâdir Geylâni Hazretleri
- 25 Ekim 2016 Bize Ulaşan Haberler
- 25 Ekim 2016 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 16. Mektubu
- 25 Ekim 2016 Sünnetsiz İslam Arayışları
- 09 Mart 2016 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 11. Mektubu
- 09 Mart 2016 Mü’min Kul ve Dünyanın Hali - Pîr Abdülkâdir Geylânî (k.s)
- 31 Ocak 2016 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 5. Mektubu
- 31 Ocak 2016 Bir Kâmil Mürşide Varmasan Olmaz
- 31 Ekim 2015 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 12. Mektubu
- 31 Ekim 2015 Hacı Mustafa Hayri Baba Malatyevî Hazretlerini Rahmet ve Minnet ile Anıyoruz (1895 – 1979)
- 31 Ekim 2015 Rabıta
- 26 Ekim 2015 Âhireti Düşününüz! - Pîr Abdülkâdir GEYLÂNÎ
- 26 Ekim 2015 Osmanlı’nın Manevi Kurucusu Şeyh Edebâlî (k.s)
- 30 Temmuz 2015 Namazda Huzur ve Huşuyu Yakalamak
- 30 Temmuz 2015 Köstendilî Halîl Efendi’nin Tûti İhsan Efendi’ye 5. Mektubu
- 30 Temmuz 2015 Seyyidü'l-İstiğfâr - İmam GAZALÎ