Divan

Divân-ı Kebir´den - Gönül Kabesi

Divân-ı Kebir´den - Gönül Kabesi

Gönül Kabe’si putlarla dolu; lütf edip gel de, Rahman’ın evinden putları dışarı at! (IV, 1889)

• Gönlüm, gönlüm, gönlüm için gönlümü incitme! Niçin, niçin bu davranışının manası ne; neden beni perişan edersin?

• Ben, senin gül bahçesine benzeyen yüzünün aşkı ile destanlar gibi uzadım; gül bahçesinden de geniş oldum, serviden de uzun boyluyum!

• Gel; gel de, bana bir nefes ver! O latif nefesin, ab-ı hayat gibi, gönlümün ömrünü uzatır!

• Sen, bizim aklımızın aklısın! Şu halde, neden bizden ayrı duruyorsun? Akıl bir başı bırakıp giderse, o baş aptallaşmaz mı, şaşırıp kalmaz mı?

• Sen, gökyüzündeki parlak aysın; bizse, kapkaranlık geceyiz! Ay olmayan geceler pek karanlık olur!

• Sen, Musa’sın; biz de, senin elinde asayız! Asa, Musa’nın elinden başka elde işe yaramadı!

• Sen, hoş nefesli Hz. İsa’sın; bizse, çamurdan yapılmış kuşuz! Bir nefes üfür de, bizim nasıl göklere yükseldiğimizi seyret!

• Sen, zamanımızın Nuh’usun; bizse, sana bir gemiyiz! Nuh gemiden çıkıp giderse, o gemi bela tufanından kurtulabilir mi?

• Ey benim canım; sen, benim Halil’imsin! Bütün dünya ateşlerle dolu; Halil (a.s) olmadıkça, ateş, gül bahçesi olamaz!

• Sen, Mustafa’nın (s.a.s) nurusun! Gönül Kabesi putlarla dolu; lütf edip gel de, Rahmân’ın evinden putları dışarı at gitsin!

• Sen, güzellik Yusuf’usun! Halkın gözleri bağlı; hakikati görmüyorlar! Onların gözleri, Kenan’ın ihtiyarı Yakub’un (a.s) gözleri gibi, seninle açılır; lütf edip gel de, gözlerini aç!

 

Ben aşk kervanı içinde sonsuzluğa doğru gece gündüz yol almadayım. (I, 302)

• Senin sevgine kapılmışım da gece gündüz kararsız kalmışım. Başımı ayaklarına koymuşum, sana secde etmişim. Gece gündüz ben başımı secdeden kaldırmam.

• Ben geceyi gündüzü kendi haline bırakır mıyım? Onları da kendim gibi deli divane ederim. Onları da aşka düşürürüm.

• Âşıkların canları da, gönülleri de kendilerini terk etti, koyup gitti. Şimdi onlar birer gölge varlık gibi cansız gönülsüz ortada kaldılar. Ben de onun aşkı uğruna canımı da veriyorum, gönlümü de. Ben yok olmak istiyorum.

• Ben gönlümün içinde gizleneni buluncaya kadar gece gündüz bir an bile başımı kaşımaya vakit bulamayacağım.

• Senin aşkın mutribliğe, çalgı çalmaya başlayalı belki beni eline alır çalarsın ümidi ile ben gece gündüz şekilden şekile giriyorum. Bazen çeng oluyorum, bazen saz oluyorum.

• Mızrabı güzel ellerinle sen vurduğun için feryadım, figanım gece gündüz göklere yükselmede, gök ehlini, melekleri ağlatmadadır.

• Ey âşıklar kervanının yularını çeken! Ben başka yerde değilim, sizin elinizdeyim. Ben gece gündüz bu katarın içinde sonsuzluğa doğru yol almadayım.

• Ey sevgilim, ey canımın canı! Ben kendinden habersiz mest bir deve gibi gece gündüz senin aşk yükünü çekmedeyim. Senin yükünün altında ezilmekten pek mutluyum. Yalvarırım sana, bana daha çok yük yükle!

• Ey gecenin de gündüzün de canı olan sevgili, benim de canımı aldın; beni cansız bıraktın. Tekrar canlanmak için gece gündüz hep seni bekliyorum, hep seni bekliyorum.

 

Dîvân-ı Kebîr´den

 

Mevlânâ (k.s)


Divan diğer yazıları