Divan

Divan-ı Kebir´den...

Divan-ı Kebir´den...

Allah, insanı, can kuşu kafesinin demirden olmasından korusun! (c.11. 568)

Allah, insanı, can kuşu kafesinin demirden olmasından korusun! (c.11. 568)

• Ay yüzlü sevgili gelince, canın ne değeri kalır, onun yanında can kim oluyor? Gün doğunca, artık gece bekçisinin işi bitmiştir; ona gerek yok!

• Ayın aylık etmesi, ışıklar saçması, gökyüzünde rahatça dolaşıp durması için güneş ona lütufta bulunur, geceleri kendini gizler, görünmez olur!

• Ey gönül! Sen de bu dünya evinden kaç git; bu kirli ev, seni rahatsız ediyor, seni sıkıyor! Aslında bu ev, bizim evimiz değildir; bu ev bize yabancıdır! Aklını başına al da, döşemesi gökyüzü olan bir gül bahçesine, bir eyvana git!

• Bu dünya, yaşanacak bir yer değildir! Bu dünyada birbirleri ile savaşan insanlar, barıştıkları zaman bile, gönülleri kinlerle doludur. Bu dünyanın sabahı bile yalancıdır! Çünkü sabahının arkasında gece gizlenmiştir; burada sonsuz sabah yoktur! Dünyanın bu çeşit aldatıcı sabahları Hakk yolunda yürüyüp giden kervanları helak edegelmiştir!

• Sen, varlıklara can bağışlayan, arkasında gece bulunmayan gerçek sabahı ara! İşte o gerçek sabahtır ki, binlerce ermişe "Mansur şarabı" sunar, binlerce Hakk aşığına aman verir, kurtuluşa ulaştırır!

• Aşk ateşi yanınca gamı, kederi de yakar, yandırır! Fakat onun yanına bir gül fidanı eksen, alevleri ile onu besler de, o gül fidanı bir gül bahçesi olur!

• Gönlü temiz, huyu güzel Hakk aşığı, insanı her türlü afetten korur! Hassas, ince, asîl ruhlu bir dosta, bir sevgiliye yüzlerce can feda olsun!

• Tatlı dilli bir dost, tatlı sözleri ile insanı şarap gibi mest eder! Zaten kendisi, ilahî güzellikler karşısında mest olmuş, daima Hakk'la vuslat halindedir!

• Rüyada kendisini gökyüzünde ayla buluşmuş gören bir kişinin bedeni, samanlıkta yatar uyursa ne gam!

• Allah, insanı, can kuşunun kafesinin demirden olmasından korusun! Ötelerin kuşu olan zümrüdankanın da, şu dünyanın daracık yuvasında kalmasını Allah göstermesin!

• Ağzını kapa, artık sus! Sen, Hakk'ın ilham ettiği ilahî sözlere sahipsin! Sen, ölümsüz olan, sonsuz olan bir kulak, bir akıl bul da, onlara seslen!

 Âşık kimsesiz, yapayalnız kalsa bile, o, yalnız değildir;  sevgilisi ile gizlice, manen beraberdir!(c. II, 662)

• Dünya, baştan başa dikenlerle dolu olsa, yine de âşıkın gönlü tamamıyla gül bahçesidir!

• Şu dönen gökyüzü dönmesini durdursa da işsiz güçsüz kalsa, âşıkların gönlü yine iştedir, güçtedir; bir sevgi alışverişinde, sevgiliyi anmakta, sevgiliyi düşünmektedir!

• Herkes kederlere, gamlara uğrasa, herkesin başına belalar yağsa, âşıkın canı sevinçlidir, neşelidir, latîftir! Çünkü bütün başa gelenler, Hakk'tan gelmektedir!

• Âşık kimsesiz, tek başına, yapayalnız kalsa da, o, yalnız değildir; sevgilisi ile gizlice, beraberdir! Çünkü o, nerede olursa olsun, gerçek sevgili olan Allah ile manen beraberdir!

• Âşıkların şarabı, üzüm şarabı gibi küpten coşmaz, gönülden coşar! Âşık, sırlar âleminde aşka dost olur, arkadaş olur!

• Sen bir aşığı hasta görürsen, ona ne gam! Onun gizli, güzel sevgilisi onun başucunda değil midir?

• Sen, aşk atına bin; Hakk yolunun uzaklığını, zorluğunu düşünme! Çünkü aşk atı pek rahvandır, pek hızlı gider!

• Yol düzgün olmasa, zahmetlerle, sıkıntılarla dolu olsa bile, aşk atı bir atılışında seni menzile, varacağın yere götürür!


Divan diğer yazıları