Doğru ve Sağlam İtikad
Bu günden daha şiddetli bir günle ashâb karşılaşmamıştır. Bunun üzerine onlar, başlarını önlerine eğerek hüngür hüngür ağladılar.
Bilinmelidir ki, itikad ve iman sağlamlığı milletlerin veya fertlerin hayatlarında en kuvvetli hayat unsurudur. Kötülüklere mâni duvar, hayırlara açılan kapılar gibidir. Bu sağlam itikad sebebiyle, müslümanlar geçmişte çok parlak sayfalarla tarih-i beşeriyyeyi süslemişlerdir.
Kur’ân-ı Kerim’i dinleyin, orada neler neler var. Ne ibretli olaylar geçiyor. Üç yüz dokuz sene uyutulan ve bu seneler esnasında kıllarına bile dokunulamayan Ashab-ı Kehf’den, yüz sene eşeğiyle ölü kalan olaylar ne kadar da ibret vericidir. Yüz sene uyutulmuş, yeniden gözlerini açınca gördüğü manzaraya inanamamış. Sanki dünkü günün sabahı imiş gibi, fakat binek hayvanı bir kemik yığını...
Ve nihayet diğer olaylar. Kudret-i İlâhî onu tekrar diriltiyor.
İbrahim Peygamber’in ateşe atılması, onu ateşin yakmaması ve kalbinin mutmain olması için dört kuşun kesilip, havanda dövülüp, kıyma yapılıp dağ başlarına bırakılışı, çağırılınca bunların uçarak gelişleri ne kadar da üzerinde düşünmemiz gereken olaylardandır.
Ya Hz. Musa’ya denizlerin yol oluşu ne demektir? Peki, Son Peygamber’in İsrâ-Mirâc mucizeleri, uzakların dürülmesi, okuyan, dinleyen mü’minlerin imanlarını kat kat artırmaz mı? O’nun kavlî/sözlü (hadislerle) verdiği haberlerin tamamı paha biçilemeyecek değerde olan hazinelerdendir. Ama anlayana, anlamayana, hidayeti, imanı olmayana ne demeli? Onun için ihlasla dua edelim ki, Allah bize hidayet verdikten sonra dalalete düşürmesin. Dalalette olanlara da hidayet versin. İster istemez Kur’ân’ a ait ihtarı hatırlıyoruz:
“Sen sevdiklerine hidayet veremezsin, fakat Allah hidayet verir.”(Kasas, 28/56)
Yine Kur’ân’dan örnekler vermeye devam edelim; Hz. İbrahim’in ve hanımının çok ileriki yaşlarda olmasına rağmen çocuk sahibi olmaları, Hz. İsa öldürülmek istendiğinde, düşmanlarının gözü önünde göklere çıkarılışı ve ona başka birisinin benzetilerek öldürülüşü, yani çarmıha (farsça kelime; dört çivi manasındadır) gerilişi…
Ve Hz. Musa’nın uzun çağırışları, Hakk’a davet edişleri kâr etmeyince üzerlerine bit, pire, kurbağa ve kan yağdırılması İlahî azaplardan birkaçıdır. Semûd kavmi üzerine ıslık çıkaran korkunç rüzgârların gönderilişi ve onların helâk oluşları Rabbimiz tarafından bizlere haber verilerek ikaz olunmuşuzdur.
İçleri yenmiş ekin gibi ebâbil kuşlarıyla helak edilenler… Ebrehelerden ibret alalım. Bu olaylar öyle canlı ve tesirli bir şekilde anlatılmaktadır ki, müminlerin kalpleri iman ile dolup dolup taşar. Konuyu bir hadis ile bitirelim.
Enes’den (r.a) rivayet ediliyor. Râvi Enes diyor ki:
Rasûlullâh (s.a.s) ashâbına (r.a.ecmain) hitap ederek şöyle demiştir:
“Bana cennet de cehennem de gösterildi. O günkü kadar hayırdan da şerden de bu kadarının gösterildiğini şimdiye kadar hiç görmemiştim.”
Rasûlullah bundan sonra devamla buyurdular ki:
“Sizler benim bu hususlarda bildiklerimi bilseydiniz çok az güler fakat çok fazla ağlardınız.”
Râvi diyor ki:
“Bu günden daha şiddetli bir günle ashâb karşılaşmamıştır. Bunun üzerine onlar, başlarını önlerine eğerek hüngür hüngür ağladılar.”(Hadis, muttefekun aleyhtir.)
Abdullah DEMİRCİOĞLU diğer yazıları
- 09 Aralık 2023 METÂ NASRULLAH
- 15 Temmuz 2023 Nasuh Tevbesi
- 19 Ocak 2023 Tasavvufta Rabıta ve Uyarılar
- 11 Eylul 2022 Şerefli Üç Mekan
- 11 Eylul 2022 Tasavvuf Demirden Leblebidir – Kürsüden Kaleme
- 04 Nisan 2022 Tevbe ve İstiğfar
- 01 Aralık 2021 Dünya ve Ahiret Bereketi
- 08 Haziran 2021 Küfür ve Dalalet
- 08 Şubat 2021 Hicret, Ama Nereye?
- 18 Ekim 2020 Tasavvufi Hayat ve Allah Dostlarından Örnekler
- 26 Nisan 2020 Korona Virüs Üzerine
- 28 Ocak 2020 Kerb-i Azîm
- 28 Eylul 2019 Onların Sözleri
- 29 Nisan 2019 Şahadet ve Namaz
- 09 Mart 2018 Bir Gün Gelecek…
- 29 Ekim 2017 Tasavvuf Yolunu Tuttum Giderim
- 17 Temmuz 2017 Dua Üzerine
- 23 Şubat 2017 Kandiller ve Hadiselere Bakış
- 23 Şubat 2017 Bütün Müslümanlar, Bütün Maneviyat Erleri, Kardeşlerim
- 26 Ekim 2016 Zaman Gelecek ki…
- 25 Ekim 2016 Diyalog
- 09 Mart 2016 Emaneti Yüklenmek
- 31 Ocak 2016 Beşeriyetin İhtiyaçları; İlim ve Kur’ân-ı Kerîm
- 31 Ekim 2015 Bir Hadîs-i Şerîf Üzerine
- 30 Temmuz 2015 Şehr-i Ramazan
- 28 Şubat 2015 Rabıtanın Mahiyeti?
- 16 Kasım 2014 Kul Hakları
- 03 Haziran 2014 Mekke Ve Medine’nin Fazileti
- 09 Şubat 2014 Doğru Söylediyse Kurtuldu
- 17 Eylul 2013 Biz Neredeyiz?
- 25 Mayıs 2013 İlim Üzerine
- 16 Şubat 2013 Temel İki Kaynak
- 03 Kasım 2012 Dinî Hassasiyet
- 11 Ağustos 2012 Kur’ân ve Sünnet’te Veli Kavramı
- 11 Mart 2012 O’ndan Af Dileyiniz!
- 29 Aralık 2011 Zikrullâhın Feyz ve Bereketleri
- 06 Ekim 2011 Hasb-i Hâl / İntibalarım
- 05 Ekim 2011 Kurban İbadeti ve Bayramı
- 28 Haziran 2011 Üç Aylar ve Oruç
- 15 Nisan 2011 Kutlu Doğum ve Kaside-i Bür`e
- 26 Şubat 2011 Hayat Veren Davet
- 25 Aralık 2010 Zamânı Durdurun
- 25 Aralık 2010 Mâ ‘Adette Lehâ
- 12 Ekim 2010 Eğitim ve Öğretim Yılı Münasebetiyle
- 08 Ağustos 2010 Rahmet ve Mağfiret Ayı
- 22 Temmuz 2010 Dört Unsur
- 22 Temmuz 2010 Ne Olurdu
- 04 Nisan 2010 Hz. Peygamber´in Yüksek Ahlâkı