Kurban İbadeti ve Bayramı
Kurban bayramının dinimizde ayrı bir yeri vardır. Hac günlerinin hemen peşinden kurban kesilerek bayram yapılışı çok manidardır.
Kurban bayramının dinimizde ayrı bir yeri vardır. Hac günlerinin hemen peşinden kurban kesilerek bayram yapılışı çok manidardır.
Eyyâm-ı nahr denilen bu günlerde hali vakti yerinde olan her Müslüman, Cenâb-ı Allah’ın (c.c.) rızası için kurban keser. İslâm ölçüleri içerisinde, bayramını bayram yapmaya çalışır.
Kurban bütün peygamberlerde var olan bir ibadettir.
“Ben iki kurbanlık babanın oğluyum.” (Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, I, 199) diyen Peygamberimize kadar yapıla gelmiştir. İlâhî dinlerin emrettiği ölçülerden sapmalar olmuş; iş gösterişe, mücerret kan akıtmaya, kanı Kâbe duvarına sürülmeye kadar vardırılmıştır. Kurban kesmek bu değildir.
Cenâb-ı Allah (c.c.):
“Sizin kestiğiniz hayvanların ne etleri ne kanları Allah’a ulaşıcı değildir. Ancak sizin takvanız O’na ulaşır.” (Hacc, 22/37) buyuruyor.
Durum bu olduğuna göre her Müslüman yaptığı her ibadetinde takva unsurunu ön plana almalı, niyetinde samimiyetten ayrılmamalıdır.
Kurbanın, Hanefilere göre vacip oluşu veya diğer mezheplere göre yerine getirilmesi gerekli bir emir oluşu hafife alınamaz.
“Hali vakti yerinde olduğu halde kurban kesmeyen bizim namazgâhımıza yaklaşmasın!” (İbn Mâce, Edâhı/2; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 321) emrini veren bir Peygamber, vefatlarına yakın ömrünün her senesine mukabil tam altmış üç deve kurban etmiştir. Bunların otuza yakınını bizzat kendi elleriyle gerçekleştirmiş, kendi yorulduğu için de kalanını Hz. Ali kesmiştir. Altmış dördüncü kurbanı da, kıyamete kadar ümmetinden gelip de imkân bulup kesemeyenler için kesmiştir. Bunlar mü’minler için büyük mutluluklardır.
Cenâb-ı Allah, Peygamberimize:
“Muhakkak ki biz sana Kevser’i verdik. O halde Rabbin için namaz kıl, kurban kes.” (Kevser, 108/1-2) buyuruyor. Kim ne derse desin, burada namaz ile kurbanın yan yana emredilmesine dikkat edilmelidir.
Namazdan kasıt sadece kurban bayramı namazı değildir. Ömür boyu beş vakit namazdır. Öyle ya da böyle namazı ve kurbanı küçümseyenler hafife alanlar vardır.
“Din Allah için, Rasûlü için ve tüm mü’minler için nasihatten ibarettir.” (Müslim, Îmân/95) buyuran bir Peygamberin bu mesajını ihlâs sahibi gerçek din âlimleri her duymayan kulağa usulüne uygun olarak duyurmalıdır.
O (s.a.s), bize iki şey bırakmıştır. Bu iki şeye sımsıkı sarıldığımız zaman katiyen doğru yoldan sapmayız. Benimsemeyenler, ucundan tutanlar hem kendileri sapıtırlar, hem de başkalarını saptırırlar.
Bayramınızı tebrik ediyorum.
Bütün Müslümanlara ve bütün insanlara hayırlar getirmesini Cenâb-ı Allah’tan temenni ediyorum.
Abdullah DEMİRCİOĞLU diğer yazıları
- 09 Aralık 2023 METÂ NASRULLAH
- 15 Temmuz 2023 Nasuh Tevbesi
- 19 Ocak 2023 Tasavvufta Rabıta ve Uyarılar
- 11 Eylul 2022 Şerefli Üç Mekan
- 11 Eylul 2022 Tasavvuf Demirden Leblebidir – Kürsüden Kaleme
- 04 Nisan 2022 Tevbe ve İstiğfar
- 01 Aralık 2021 Dünya ve Ahiret Bereketi
- 08 Haziran 2021 Küfür ve Dalalet
- 08 Şubat 2021 Hicret, Ama Nereye?
- 18 Ekim 2020 Tasavvufi Hayat ve Allah Dostlarından Örnekler
- 26 Nisan 2020 Korona Virüs Üzerine
- 28 Ocak 2020 Kerb-i Azîm
- 28 Eylul 2019 Onların Sözleri
- 29 Nisan 2019 Şahadet ve Namaz
- 09 Mart 2018 Bir Gün Gelecek…
- 29 Ekim 2017 Tasavvuf Yolunu Tuttum Giderim
- 29 Ekim 2017 Doğru ve Sağlam İtikad
- 17 Temmuz 2017 Dua Üzerine
- 23 Şubat 2017 Kandiller ve Hadiselere Bakış
- 23 Şubat 2017 Bütün Müslümanlar, Bütün Maneviyat Erleri, Kardeşlerim
- 26 Ekim 2016 Zaman Gelecek ki…
- 25 Ekim 2016 Diyalog
- 09 Mart 2016 Emaneti Yüklenmek
- 31 Ocak 2016 Beşeriyetin İhtiyaçları; İlim ve Kur’ân-ı Kerîm
- 31 Ekim 2015 Bir Hadîs-i Şerîf Üzerine
- 30 Temmuz 2015 Şehr-i Ramazan
- 28 Şubat 2015 Rabıtanın Mahiyeti?
- 16 Kasım 2014 Kul Hakları
- 03 Haziran 2014 Mekke Ve Medine’nin Fazileti
- 09 Şubat 2014 Doğru Söylediyse Kurtuldu
- 17 Eylul 2013 Biz Neredeyiz?
- 25 Mayıs 2013 İlim Üzerine
- 16 Şubat 2013 Temel İki Kaynak
- 03 Kasım 2012 Dinî Hassasiyet
- 11 Ağustos 2012 Kur’ân ve Sünnet’te Veli Kavramı
- 11 Mart 2012 O’ndan Af Dileyiniz!
- 29 Aralık 2011 Zikrullâhın Feyz ve Bereketleri
- 06 Ekim 2011 Hasb-i Hâl / İntibalarım
- 28 Haziran 2011 Üç Aylar ve Oruç
- 15 Nisan 2011 Kutlu Doğum ve Kaside-i Bür`e
- 26 Şubat 2011 Hayat Veren Davet
- 25 Aralık 2010 Zamânı Durdurun
- 25 Aralık 2010 Mâ ‘Adette Lehâ
- 12 Ekim 2010 Eğitim ve Öğretim Yılı Münasebetiyle
- 08 Ağustos 2010 Rahmet ve Mağfiret Ayı
- 22 Temmuz 2010 Dört Unsur
- 22 Temmuz 2010 Ne Olurdu
- 04 Nisan 2010 Hz. Peygamber´in Yüksek Ahlâkı