Prof. Dr. Ali AKYÜZ

Cömert ve Hayırhâh Olmak

Cömert ve Hayırhâh Olmak

Şüphesiz Allah yapacağınız her hayrı bilir. (Bakara, 2/215)

    "Eli sıkı olma! Büsbütün eli açık da olma! Sonra kınanır, kaybettiklerinin hasretini çeker durursun." (İsrâ, 17/29)

Gönlü insan sevgisiyle dolu olan, diğergâm olmayı kendi içine sindiren ve herkese karşı iyilik ve güzellik düşleri gören hayırhâh insanlar, içinde yaşadıkları toplumda olduğu kadar daha sonraki nesillere de uzanan bir iz, saygı ve sevgi bırakırlar. İtibar yükselten bu güzel huy, bütün insanlık için umut veren bir meşale gibidir. Pervâneler misâli herkesin içini ısıtan, gözünü kamaştıran bu sevgi pınarı herkesi kendine doğru çe­ker.

Hayırhâh olmak, herkesi kendi gibi bilip görmek, herkes için kendi adına isteyip beklediğini, başkaları için de isteyip beklemek... Herkes için gönül evini temizlemek... Anadolu insanının misafir odaları gibi her an gelip gören olur beklenti­siyle gönül evini temiz, berrak, arı-duru saklamak... Yüce Al­lah'ın öğrettiği şekliyle; "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma. Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!” (Haşr, 59/10)

Örnek insan Hz. Peygamberin; "Hiç biriniz kendi adına isteyip özlediği şeyleri diğer kardeşleri adına da istemedikçe iman etmiş olamaz." tespitinde ifadesini bulduğu üzere, başkalarıyla var olmak, onların iyiliğinde yoğrulmak, onlarla var olup onlarla yok olmak....

Bütün paylaşımların mihenk taşı ve onların büyüyüp geliş­tiği verimli toprak, gönül temizliği, hayırhâhlık... Cömertlik ise bu paylaşımın, gönül paylaşımının sonucu ve meyvesi... Sahip olduğu nimetleri dara düşen ihtiyaç sahipleriyle bölüşmek... Ekmeğini, suyunu, varını, yoğunu, hulâsa beraber yolculuk yaptıkları geçici dünya hayatında yoldaş ve arkadaşlarıyla her şeyini paylaşabilmek, cömertlik... Belki de kulluğa en layık ve en yakışan vasıf... Hiçbir şeyi sahiplenmeyen, kendisinin bir şeylerin sahibi ve rabbi olduğunu düşünmeyen, geçici hazlar dünyasında kulca davranış... Her şeyin bir Rabbi ve sahibi olduğunu özümseyen mütevazı, akılcı davranış...

İnsani erdemlerin âbidevi ölçekte örneğini temsil eden Hz. Peygamber'e, cömert ve hayırhâh (herkes için hep iyilik düş­lemek) olmakla ilgili Kur'ân-ı Kerim'de;

    Eli sıkı, cimri olmaması, kendini yokluk ve yoksulluğa itecek derecede aşırı eli açık da olmaması,

    Allah'ın dilediğine az, dilediğine de bol rızık vereceği, dolayısıyla hay­ra harcanan varlıkların yerine başka nimetlerin verileceğinin ifade edilmesi,

   İyilik yolunda harcama yapacakların ihtiyaç fazlası ölçüsüne dikkat etmesi,

   Allah yolunda harcama yapacakların, ana-baba, yakın akraba, yetim­ler, fakirler ve yolcuları gözetmesi,

   İnsanlara verilen rızıklardan kıyamet gelmeden önce gizli-aşikâr har­caması,

   Cömert olmaya teşvikle, bunun kemiyetten çok bir keyfiyet olması se­bebiyle ellerinde Allah'ın hazineleri de olsa insanoğlunun bitip tüke­nir korkusuyla eli sıkı davranacağının ifade edilmesi,

   Bütün güzellik ve temiz rızıkların dünyada ve özellikle ahirette mü'minlere ait olduğunun tebliğ edilmesi emir ve tavsiye edilmekte­dir.

Seçkin ve övülmüş bir insani erdem olan cömertlik ve ha­yırhâh olmakla ilgili özelde Hz. Peygamber'e, genelde herkese davranış ve ifade yükümlülüğü getiren ayetlerin meallerini okuyucuların dikkat ve anlayışına sunuyorum;

  Eli sıkı olma!

   Büsbütün eli açık da olma!

   Sonra kınanır;

   Kaybettiklerinin hasretini çeker durursun. (İsrâ, 17/29)

  De ki:

   Rabbim, kullarından dilediğine bol rızık verir ve

   Dilediğine de az.

   Siz hayra ne harcarsanız,

  Allah onun yerine başkasını verir.

   O, rızık verenlerin en hayırlısıdır. (Sebe’, 34/39)

   Sana, şarap ve kumar hakkında soru soranlara

   De ki:

   Her ikisinde de büyük bir günah ve

   İnsanlar için bir takım faydalar vardır.

   Ancak her ikisinin de günahı

   Faydasından daha büyüktür.

   Yine sana iyilik yolunda ne harcayacaklarını so­ranlara

   De ki:

   "İhtiyaç fazlasını."

   Allah size âyetleri böyle açıklar ki düşünesiniz. (Bakara, 2/219)

   Sana,

   Allah yolunda ne harcayacaklarını soranlara

   De ki:

   Maldan harcadığınız şey,

   Ebeveyn,

   Yakınlar,

   Yetimler,

   Fakirler ve

   Yolcular için olmalıdır.

   Şüphesiz Allah yapacağınız her hayrı bilir. (Bakara, 2/215)

   İman eden kullarıma

   De ki:

   Namazlarını dosdoğru kılsınlar.

   Ne alış-veriş,

   Ne de dostluk bulunan bir gün gelmeden önce,

   Kendilerine verdiğimiz rızıklardan,

   Allah için gizli açık harcasınlar. (İbrahim, 14/31)

   De ki:

   Rabbimin rahmet hazinesine eğer siz sahip olsaydınız,

   Harcanır korkusuyla kıstıkça kısardınız.

   İnsanoğlu da pek eli sıkıdır! (İsrâ, 17/100)

   De ki:

   Allah'ın kulları için yarattığı süsü ve

   Temiz rızıkları kim haram kıldı?

   De ki:

   Onlar, dünya hayatında,

   Özellikle kıyamet gününde mü’minlerindir.

   İşte bilen bir topluluk için âyetleri böyle açıklıyoruz. (A'râf, 7/32)


Prof. Dr. Ali AKYÜZ diğer yazıları