Ebû Hüreyre (r.a) Rasûlullah’ın (s.a.s) şöyle buyurduğunu rivayet eder: “Annem hakkında istiğfarda bulunmak için Rabb'imden izin istedim, bana izin vermedi. Kabrini ziyaret etmek için izin istedim, i
İslâm tarihinde büyük önemi haiz olan Mescid-i Nebevi müslümanların cemaatleşmesinde ve kaynaşmasında, nâzil olan ayetlerin müslümanlara duyurulup uygulanmasında, müslümanların eğitilmesinde son derec
Sarp kayalıklarda gül yetiştiren, bakırlardan altın, taşlardan elmas yapan GÖNÜL MİMARI…
Bize yolumuzdaki sohbet ve çektiğimiz tesbih yeter” diyerek güya sözüm ona teslimiyet gösteriyorlar.
Tasavvuf terbiyesinden nasîbdâr olanlar her halleriyle nezaket ve zarafet timsalidir ve böyle olmaya gayret etmelidir.
Ben öyle bir kuşum ki her akşam ve sabah Benim ıslığımla (ötüşüme karşı) arş dile gelir
Adam olan daha ilk esmâda kâmillerin halini tahsil edebilir. Mesele ihlâs ve samimiyettir.
Danışan dağları aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış.” derler...
Nefsanî tarîklerde yani hem nefsi hem ruhu terbiye dairesine alan ve o şekilde kalbin tasfiyesini ve ruhun tahliyesini, yakîn derecede sâliklerine gösteren tarikatlar rüya ilmine ve tâbirine çok dikka