İntisâb Niçin Gereklidir?
“Önce arkadaş, sonra yol” denmiştir.
Soru:
Şimdiye kadar olduğu gibi bundan böyle de, tasavvuf ve tarikat büyüklerini, yol gösterici bir şeyh ve mürşid olarak benimsemek, onlara intisâb etmek doğru mudur? İslâmî emir ve yasaklara uygun bir davranış mıdır?
Cevap:
Tasavvuf ve tarikat şeyhlerini, mürşid olarak tanımak, onların irşâd ve işaretlerine göre özümüzü, sözümüzü ve davranışlarımızı düzenlemek şer’-i şerife uygun, güzel ve hatta herkes için lüzumlu bir husustur.
Kendisine manevi kir ve bulanıklıktan azade “kalb-i selim” (eş-Şu’arâ, 26/89)ihsan edilmeyen kişinin, kâmil bir şeyh ve mürşidden gönül hastalıklarından kurtulma çarelerini öğrenip uygulaması vaciptir.
Zahiri ilimleri öğrenmenin lüzumuna gelince; kalbi kirleten ve gönül hayatını körelten duygulardan arınabilmek için bu ilimleri öğrenmekten müstağni kalmak mümkün değildir. Gelmiş-geçmiş büyük âlimlerin pek çoğu, zahirî ilimlerde kemâle erdikten sonra, manevi hayata girmişler, seyr ü sülük sonunda terakki ederek irşâd mevkiine yükselmişlerdir. (Tuhfet-i İbn-i Hacer min Kitâbi’s-Siyer)
“Aklı başında ve âlim olan kimselerden, doğru yolu göstermelerini isteyiniz. Ki doğru yolu bulabilesiniz. Onları dinleyin. Söz ve nasihatlerine uyun. Gösterdikleri yoldan dışarı çıkmayın. Aksi halde pişman olursunuz.” Hadîs-i Şerif
“Mü’min mü’minin aynasıdır.” Hadîs-i Şerif
“Şeyhi olmayan kimsenin şeyhi şeytandır.” Bayezid-i Bistâmî
Bir başka ifade ile de:
“Kılavuzu olmayan kişinin yol göstericisi şeytandır” denilmiştir.
Nitekim İmam Kuşeyrî, meşhur Risâle’sinde şöyle buyurmaktadır:
“Bakıcısız ve bahçıvansız, dağ başında, kendiliğinden büyüyen ağaç, yaprakla donansa bile meyve vermez. Meyve verse de lezzeti, bağ ve bahçe meyvelerinin lezzeti gibi olmaz. Böyle bir ağaç bir yerden diğer bir yere nakledildiği zaman hem çok güzel olur, hem de bol meyve verir. Çünkü ona emek verilmiş ve üzerinde tasarruf vuku bulmuştur.”
Şer’-i şerif, köpeklerin bile eğitilip terbiye edilebileceğini kabul etmiş, öldürdüğü veya yakaladığı av hayvanının helâl olabilmesi için, bu konuda yetiştirilmesini şart koşmuştur. Aksi takdirde sıradan bir köpeğin getirdiği avın eti yenmez. (Rûhü’l-Beyân)
Muhakkak ki köpek, hayvanların temiz olmayanlarından biri, et ve et ürünlerine karşı da en muhteris olanıdır. Buna rağmen o bile terbiyeyi kabul edip eğitilebiliyor, onun ete ve kemiğe karşı olan ihtiras ve arzusu kırılabiliyor da, mahlûkâtın maddeten ve manen en şereflisi olan insanın bunu kabul etmemesi nasıl düşünülebilir? Bu yüzden meşâyih-i kirâm: “kurtarıcısı ve yol göstericisini görmeyen ve bulmayan kişi kurtulamaz” buyurmuşlardır.
Bizim için, Rasûlüllah’ın hayatında takip edilmesi gereken en güzel örnekler vardır. Bu sebeple Rasûlüllah’ın muhterem ashâbı bütün ilim, edep ve ahlaki davranışlarını, Aleyhissalâtü vesselâm Efendimizden almışlardır. Bir kısım sahabeden, “def-i hâcet şekline varıncaya kadar her şeyi biz Allah’ın Rasûlü’nden öğrendik” haberi rivayet edilmiştir.
Fahreddîn-i Râzi ise:
“Bizi dosdoğru yola ilet” âyet-i kerimesinde Cenâb-ı Hakk sâdece “sırâta’l-müstekîm” ifadesi ile iktifa etmemiş, peşinden “kendilerine nimet lütfettiğin kimselerin doğru yoluna ilet” ibaresini ilâve etmiştir. Bu durum, müridi, vuslata, hidayet makamlarına ve mükâşefeye götürecek bir yolun bulunmadığına, ancak kendisini doğru yola sevk edecek, yanlışlık ve sapıklıktan koruyacak bir şeyh ve mürşide uyması hâlinde hidâyetin gerçekleşebileceğine delâlet eder, demektedir.
Bu eksiklik ve ihtiyaç bütün varlıklar için geçerlidir. Zira onların akılları hak ve hakikatin idrakine, doğruyu eğriden ayırma gücüne yeterli değildir. Bu sebeple, eksik ve kendi kendine yeterli olmayan kimselere, kendisine uyulan ve yol gösterici olan kâmil bir mürşid gereklidir. Ki böylece onun eksik aklı, mürşidin kâmil akli ve doğru tavsiyeleri ile takviye edilsin. O da böylece saadetlerin yoluna ve kerâmetler basamağına ulaşabilsin. Bu gerçeğe işaret etmek üzere:
“Önce arkadaş, sonra yol” denmiştir.
Adı geçen ifadeler ışığında: Herkes için hem hissi, hem de manevi bir mürşidin bulunmasının zaruri olduğu söylenebilir. (Tefsîru’l-Kebîr)
Ömer Ziyauddin Dağıstani, Tasavvuf ve Tarikatlarla İlgili Fetvalar
Editör diğer yazıları
- 09 Aralık 2023 es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh
- 15 Temmuz 2023 es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh
- 18 Ocak 2023 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye Mektubu (7. Mektup)
- 18 Ocak 2023 es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh
- 11 Eylul 2022 es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh
- 03 Nisan 2022 es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh
- 01 Aralık 2021 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye Mektubu (31. Mektup)
- 01 Aralık 2021 es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh
- 08 Haziran 2021 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 26. Mektubu
- 08 Haziran 2021 eş Şeyh es Seyyid Abdurrahmân Hâlis Kerkûkî Hz.nin Nigârâ Adlı Türkçe Gazeli
- 08 Haziran 2021 es-selâmü aleyküm ve rahmetullâh
- 08 Şubat 2021 es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh
- 08 Şubat 2021 Mürîdin nefsiyle olan âdâbı nelerdir?
- 07 Şubat 2021 Şeyhu’l-İslâm Haydȃrîzȃde İbrȃhîm Efendi´nin, Kerküklü Abdurrahman Hâlis Hazretlerinin Biyografisine İçeren Makalesi
- 18 Ekim 2020 es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh
- 18 Ekim 2020 Sahih-i Buhari´de Zayıf Hadis Yoktur
- 18 Ekim 2020 Bu Dünya Dar-ı Gaflettir
- 28 Nisan 2020 es-selâmü aleyküm ve rahmetullâh
- 26 Nisan 2020 Tasavvufi Eğitimin Hedefi ve Bir Prototip
- 28 Ocak 2020 Ya Resulallah - Niyazi Mısri
- 28 Ocak 2020 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 23. Mektubu
- 28 Ocak 2020 Tasavvufsuz İslami Kalkınma Olmaz
- 28 Ocak 2020 es-selâmü aleyküm ve rahmetullâh
- 28 Ocak 2020 Hüdâyi Hazretleri´nin Nefis Terbiyesi
- 28 Eylul 2019 Abdülkâdir Geylânî’nin Ahlakı
- 28 Eylul 2019 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 22. Mektubu
- 28 Eylul 2019 Derviş Olsam
- 28 Eylul 2019 Allah, Kubâ Halkını Niçin Övmüştür?
- 28 Eylul 2019 Bir Kıssa, Bin Hisse - Buyurun Efendim!
- 28 Eylul 2019 Bursa Ulucami’indeki Levhanın Sırrı
- 28 Eylul 2019 Ayasofya Diyor ki
- 28 Eylul 2019 es-selâmü aleyküm ve rahmetullâh
- 20 Aralık 2018 Cem Olmuş Dervişleri
- 20 Aralık 2018 Kıssadan Hisse -ÇingeneAli-
- 20 Aralık 2018 Siz Hiç Çocuğunuza Böyle Bir Mektup Yazdınız mı?
- 20 Aralık 2018 Tövbe
- 20 Aralık 2018 Ankâzâd´den Tûti İhsan Efendi’ye 21. Mektub
- 09 Mart 2018 Tasdik ve İnkâr Bakımından İnsanlar - Ömer Nesefî
- 09 Mart 2018 Kudüs Davası Sahipsiz Değildir!
- 09 Mart 2018 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 20. Mektubu
- 09 Mart 2018 Hz. Peygamber, Barış ve Savaş
- 29 Ekim 2017 Kabir Azabını İnkâr Edenlere Güzel Bir Cevap
- 29 Ekim 2017 Suların Kısımları
- 29 Ekim 2017 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 20. Mektubu
- 29 Ekim 2017 Bir Mucize, Süheyl b. Amr (r.a)
- 29 Ekim 2017 Olmayınca
- 29 Ekim 2017 Gel Papaz Efendi!
- 23 Şubat 2017 Abdesti Bozmayan Şeyler
- 23 Şubat 2017 Ankâzâde Köstendilî Halîl Efendi’nin, Tûti İhsan Efendi’ye 18. Mektubu
- 23 Şubat 2017 Himmetini Âlî Tut - Pir Abdulkâdir Geylâni Hazretleri