Mizan

Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmak

Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmak

İşte mü'minlerin arasına yeni sokulmaya çalışılan bir fitne... Dini yalnız Kur'an-ı Kerim'den öğrenelim...

Tarih bize gösteriyor ki bid'at ehlinin özelliklerinden biri de evveline-sonuna bakmadan, nereye gideceğini hesaba katmadan, günü kurtaran, çabuk ve etkili mesaj veren slogan ve propaganda araçlarını kullanmaktır.

Haricilerin "hüküm yalnız Allah'ındır" demeleri gibi. Ne kadar da güzel bir söz... Ama söz, özden farklı... İşin hakikati; Onların Hz. Ali'ye (r.a.) karşı gelip, nefis ve hevâlarına da "Allah'ın hükmü" adını vermeleridir. Farkındalar veya değiller, bu durum onlara âşıkârdır veya değildir her ne olursa olsun nefis ve hevâlarına uydukları ortadadır, mü'min firasetiyle bakılırsa olayın iç yüzü görülür.

Günümüze gelince... Tarih tekerrür den ibarettir, sözü burada da kendine yer edinmiş.

İşte mü'minlerin arasına yeni sokulmaya çalışılan bir fitne... Dini yalnız Kur'an-ı Kerim'den öğrenelim... Öyle yâ... O kelamullâhtır, yaş ve kuru her ne varsa onda mevcuttur.

Ne kadar da güzel bir söz. Allah'ın  (c.c) dinini Allah'ın kitabından öğrenmek.

Söze baktık, ama şimdi firasetle öze bakıp biraz bu sözü hafifçe, fazla derine inmeden, basit mantık kaideleriyle sorgulayalım:

1. Şimdiye kadar müminler, hatta Sahabe efendilerimiz (r.a. ecmain) neden böyle bir şey yapmadılar?

2. Bize Kur'an yeter, diyenler neden tefsir kitapları çıkarıyor?

3. Sadece Kur'an kaynak olması gerekir, dört mezhep o yüzden çıktı diyenlerden acaba neden onlarca farklı fikir ortaya çıkıyor?

4. Acaba Allah (c.c) peygamberleri ve hususan Hz  Muhammed'i (s.a.s) niye gönderdi, kitap kendi kendine zuhur edip, kendi kendini ispatlamalı değil miydi?

5. Hadislerin yazılmasına, ezanın okunmasına, namazın ve diğer ibadetlerin Kur'anda bulunmayan teferruatıyla edâsına neden bir mü'min tarihte karşı çıkmadı?

6. Şimdiye kadar bir mü'min yok muydu ki, İslam sadece bu çağda doğru bir şekilde ilk defa mı zuhûr etti?

Çok basit sorularla, kendi içindeki bir çok çelişkiyi barındıran, hakikatte İslam'ı tamamen yalanlamaya kalkışan bu slogan sahiplerinin sayılarının az olmayışı, Müslüman mahallesinde buna nasıl cesaret edebildikleri de olayın başka başka boyutlarıdır. Uzun uzadıya konuşulması, ciddiyetle masaya yatırılması gereken konulardır.

Bu yazımız, birilerini hedef göstermek veya istenmeyen kişiler ilan etmek gibi bir amaç taşımamaktadır. Kendilerine yaldızlı görünen şeylerin Şeytanın evhamlarından, nefislerin hevalarından başka birşey olmadığını göstermek, az bir firasetle bakılsa dahi rahatlıkla olayın üzerinden perdeyi kaldırabileceklerini ortaya koymaktan başka birşey değildir.

Bu evham sahipleri bilmelidir ki mevcut iddiaları zülfiyare dokunmakta, müminleri tarihlerini yalanlamaktadır. Fikrî münazara konusu ortaya koymak, elbette kişilerin inançlarıyla alay etmekten başka bir şey olmalı. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığına önemli görevler düştüğü de ortadadır.


Mizan diğer yazıları