Halis EŞREF

Mest kim Huşyâr kim

Mest kim Huşyâr kim

Mey gibi her bir harâmın sekri olsaydı eğer Ol zaman ma’lum olurdu mest kim hûşyâr kim

Erzurumlu Efe’nin kendisi gibi âlim ve fâzıl kardeşi Vehbî Efendi bir keresinde Pasinler’in bir köyüne gitmiştir. Köylüleri ziyaret edecek, sohbet edecek ve belki ihtiyaçlarını tespit edip tedarik yoluna gidecektir.

Köyde bir evde ahaliyle sohbet etmektedir; oysa dışarıda başka bir tecelli vardır. Dışarıda köylerde çerçilik yapan bir zat vardır; o da köye gelmiştir, tütün satacaktır. Fakat bu çerçi, hemen hiç ayık gezmeyen birisidir. Meydanda kimsecikleri göremeyince, köylülerin nerede olduklarını soruşturur. Ahalinin, köylerini teşrif eden bir kâmil insanın sohbetinde olduğunu öğrenir. Gönlüne bir ilim aşkı düşer, “Ben de gideyim de şu Allah adamından bir ilim öğreneyim!” diye düşünür ve sohbet edilen mahalle gelir. Böylesi ilim meclislerinde daha evvel bulunmadığından usûl ve erkân bilmemektedir; gelir başköşeye, Vehbî Efendi’nin hemen yanı başına oturur.

Vehbî Efendi, bu yeni misafire merhaba eder, gönlünü alır ve sözüne kaldığı yerden devam eder. Bu konuşmalar, iltifatlar ve aktarılan bilgiler çerçinin aşina olduğu haller değildir, şaşkındır. Bu şaşkınlık mest halini daha da ziyadeleştirir, aşka gelir ve ikide bir “Allah adamı, ben sana kurbanım!” tarzında naralar atar. Sohbetin mehâbeti bu naralarla kaybolur.

Oradakilerden bazıları söylenirler, nereden geldi bu adam derler, hor görürler. Fakat Vehbî Efendi de sözüne sohbetine devam eder.

Çerçinin naraları, huzurda bulunanların söylenmesi artınca sohbet de kesilmek zorunda kalır. Mecliste derin bir sessizlik olur. Neden sonra işin farkına varan çerçi kalkar, şöyle bir etrafa bakınır ve meclisi terk eder.

Beklenmeyen misafir dışarı çıkınca hâzirûn söylenmeye, öfkelerini dile getirmeye başlar. Bunun üzerine Vehbî Efendi şunu söyler:

“Bre âdemler, nedir bu haliniz!

Niçin horlarsınız zavallıyı?

O içtiği meyle sarhoş olmuş, ne yapacağını bilmez.

Eğer bütün haramlar mey gibi sarhoş etseydi, acaba burada kaç kişi ayık kalacaktı?”

 

Oracıkta şu beyti okur:

 

Mey gibi her bir harâmın sekri olsaydı eğer

Ol zaman ma’lum olurdu mest kim hûşyâr kim

 

Alvarlı Muhammed Lutfî Divânı - Seçmeler


Halis EŞREF diğer yazıları