Editör

Kitap Tanıtımı - Dostluk Üzerine

Kitap Tanıtımı - Dostluk Üzerine

Dostluk üzerine yapılmış konuşmaların, söylenmiş sözlerin en güzellerinden biri Fethi Gemuhluoğlu’nun 22 Kasım 1975 tarihinde irticalen yaptığı konuşma.

Dostluk üzerine yapılmış konuşmaların, söylenmiş sözlerin en güzellerinden biri Fethi Gemuhluoğlu’nun 22 Kasım 1975 tarihinde irticalen yaptığı konuşma.

Peygamber-i Ekber’in (s.a.s) ‘Önce selâm, sonra kelâm’ emrine uyarak önce selamla başlar: “Evveli, ahiri, zahiri, batını, selâmlarım. el-Evvelü Allah, el-Âhiru Allah, ez-Zâhiru Allah, el-Bâtınü Allah. Sâhib’i selâmlarım. Sâhib-i Hakiki’yi selâmlarım. Sağımı, solumu, önümü, ardımı selâmlarım. ‘Levlâke sırrının mazharını selamlarım. Validesini, Hatice Validemi, Fâtıma Validemi selâmlarım. Cihâr Yâr-ı Güzin’i selâmlarım. Erkân-ı Erbaa’yı: Selman’ı, Mikdat’ı, Ammar’ı, Ebu Zerr’i selâmlarım. İmameyn-i Muhteremeyn-i selâmlarım. Tâife-i ecinniyi selâmlarım, mü’minlerini ve müslimlerini. Ve sizi selâmlarım.” Ardından “Âşık u ma‘şûk u aşk bir yâr iken / Cebrâil ol arada ağyar idi.” beytinin anlattığı ezelî aşktan başlayarak kademe kademe dostluğu dillendirir: Sıddîk-ı Ekber’in dostluğu, Şâh-ı Velâyet’in dostluğu, fikre, insana, dünyaya, tarihe, coğrafyaya, ağaca, komşuya, süflî olmayana, kurda, kuşa, görünene, görünmeyene, uzuvlarımıza, mesleklere, vakte, hayata, ölüme dostluk.

 

Söz İle Sema Yapan Derviş: Fethi GEMUHLUOĞLU

Hazırlayan: Emre Altıntaş

 

Hayatı

Fethi Gemuhluoğlu, bir gönül insanı… Ömrünü üniversite gençliğine, onların maddi-manevi ihtiyaçlarına adamış bir muhabbet adamı…

1923 senesinde İstanbul Göztepe’de dünyaya gelen Gemuhluoğlu, Haydarpaşa Lisesi’ni bitirir. Ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydolur ancak buradan mezun olmaz.

1950-55 yılları arasında İstanbul’da çeşitli liselerde edebiyat öğretmenliği yapar.

1959 yılında Dr. Emine Suzan Hanım’la evlenir ve iki çocukları dünyaya gelir.

Almanya’da serbest gazetecilik, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğü gibi hizmetleri ifa eden üstad, son olarak 1970 yılında Türk Petrol Vakfı’nın kurucusu ve genel sekreteri olarak çalışır.

1977 yılında hayata gözlerini yumana kadar bu görevi deruhte eden Gemuhluoğlu, 5 Ekim 1977’de vefat eder.

 

Misyonu

Kısaca hayatına değindiğimiz Fethi Gemuhluoğlu, bütün bunlardan öte bir misyona sahipti.

Gençliğe rehber olmak… Türk Petrol Vakfı’nın kuruluşuna da bu yüzden önayak olmuştu. İstanbul’a okumaya gelen gençlere burs ayarlamak, onların istikamet sahibi olmalarına katkıda bulunmak için varını yoğunu ortaya koymuştu. Burs mülakatında büyükşehre yeni gelen gençlere ilk sorusu şu olmuştur:

“Hiç âşık oldun mu, doğru söyle!” Aniden böyle bir soruya muhatap olan gençler soruya samimi olarak cevap verdiklerinde bursu kazanmışlardır.

Üstad sorduğu soruyla aslında, “Anadolu’nun pırıl pırıl gençleri” olarak söz ettiği muhataplarına mecazî aşktan İlahî aşka geçmek konulu ilk dersini vermiş oluyordu. Zaten bursu kazansın kazanmasın tanıştığı yeni yüzler onun rahle-i tedrisine giriyorlardı.

Genç nesil, onun en büyük eseriydi. Bir diğer eseri daha var ki insanın okudukça okuyası geliyor: “Dostluk Üzerine”

Üstadın birkaç dergide çıkan yazılarını saymazsak 1975 yılında Aydınlar Ocağı’nda yaptığı irticalî konuşma kitaplaştırılmış ve “Dostluk Üzerine” adıyla birçok kere basılmıştır.

Eser son olarak Sadık Yalsızuçanlar’ın hazırladığı bir derlemede yerini buldu. Yalsızuçanlar, üstadın bu konuşmasını, hakkında yazılanları da ekleyerek güzel bir giriş bölümüyle yayına hazırladı.

Kimler yok ki onunla ilgili yazanların arasında!

Necip Fazıl Kısakürek, Rasim Özdenören, Nuri Pakdil, Ahmet Kabaklı, İsmet Özel, Akif İnan, Nabi Avcı, Ergun Göze, Ali Bulaç, Hakkı Devrim, Sabahattin Zaim…

 

Sözlerinden Seçmeler

“Dostluk Üzerine” başlığını taşıyan konuşmanın metni on beş sayfa kadar ancak içeriği engin bir tarih, tasavvuf bilgisi ve ileri görüşlülük taşıyor. Halvetiyye tarikatının Şabaniyye koluna intisab etmiş olan Fethi Gemuhluoğlu, gönül adamı oluşunu konuşmasına da yansıtıyor. İşte konuşmada yer olan ve her biri ayrı bir esere temel teşkil edebilecek bazı cümleler:

“Peygamberimiz buyuruyor ki: Önce refik, sonra tarik. Yani önce yoldaş sonra yol…”

“Dost ol kişidir ki öldürülmesi muhakkak ve mukarrer olan gecede Peygamber-i Ekber’in yatağında yatar. O’na Şah-ı Velâyet denir.”

“İnsanlar hâl-i cimadan doğmuyorlar, insanları gönül döllüyor.”

“Bizim son zamanlarda çektiğimiz, tenkit ile vakit geçirmiş olmamızdandır.”

“Akıl, akılsızlara gereklidir. Aklı olanlar aşkı seçsinler ve aklı terk etsinler.”

“Yaşama sevincini yitirmemek amma hiçbir şeye yerinmemek ve sevinmemek mesleği İslâm’ındır. Bunalım, Batı insanınındır.”

Üstad’ın ayrıca Sadık Yalsızuçanlar tarafından derlenen eserde yer alan, gönül dilinden dökülen bazı sözleri ise şöyle:

“Evet, beş vakit namaz kılıyorsun ama sen hiç namaz kıldın mı?”

“Sûre-yi Nisâ’yı yaşıyoruz, asrımız kadın asrıdır.”

“Siz rızka talip olmadınız o size geldi. Reddetmek edebe muhaliftir.”

“Çocuklarınıza düşersin veya düşeceksin, demeyiniz. Düşme deyiniz.”

“Biz kalkalım ki yerimize başkası otursun. Haydi Allahaısmarladık!”

Bu kelâm-ı kibarlardan sonra fazla söze ne hacet! Rabbim Fethi Bey’in mekânını Cennet, derecesini âlî eylesin.


Editör diğer yazıları