Merhabalar kıymetli gönül dostlarımız; siz kıymetli okurlarımızla mübarek Ramazan Ayında yeni bir sayıda hemhâl olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

 “O, kendi üzerine rahmeti yazmıştır…” (En‘âm 6/12)

Merhametli, bağışlayıcı, kusurları örten, hataları silen Allah’ın adıyla…

Bizleri rahmet, mağfiret ve cehennemden azat olma ayı Ramazan-ı şerife kavuşturan Rabbimize sonsuz hamd ü senalar, O’nun Habîb-i Edîbi’ne salât ve selâm olsun.

Kullarını yaratan, onlara gökte ve yerde türlü nimetler ihsan eden Cenâb-ı Allah, biz aciz kullarından iman etmemizi ve şükretmemizi istemektedir.

“Eğer siz iman eder ve şükrederseniz Allah size niçin azap etsin?” (Nisâ 4/147)

Fakat “hafıza-i beşer nisyan ile malûldür” kaidesince bazen Rabbimizi ve buyruklarını unutuyor, kasıtlı ya da belli sebeplerle terkediyoruz.

Çözüm ise bellidir. Rehber Peygamber (s.a.s) “İşlediği günaha tevbe eden, onu hiç yapmamış gibidir.” (İbn Mâce, Zühd/30) buyurarak büyük-küçük günahlara tevbe etmeyi bizlere telkin ediyor.

Allah azze ve celle bir hadis-i kudsîde “Rahmetim gazabımı geçti” buyurmaktadır. O, belli zamanları ve mekânları rahmetinin yoğunlaştığı, taliplisini kuşattığı, feyiz ve bereketin sağanak yağdığı bir mana iklimine çevirmiştir. Hâlik-ı Zülcelâl’in seherlerde, secdelerde ve kutsal mekânlarda edilen duaları, yapılan tevbeleri kabul ettiği muhakkaktır.

Bu kutlu zaman aralıklarının en önemlisi ise Kur’ân’ın kendisinde indirildiği ve içerisinde bin aydan daha hayırlı Kadir gecesini hâvi Ramazan-ı şerif ayıdır.

Kadr u kıymeti idrak edilemeyen bir nimettir bu mübarek ay… Başka aylarda yapılan taat, ibadet, infak ve ihsandan kat be kat fazlasının verildiği Ramazan; duyulan pişmanlıkların, geri dönüşlerin ve yapılan nasuh tevbelerinin asla geri çevrilmediği; Rahmet-i İlahiye’nin bütün mahlukatı kuşattığı bir rahmet, mağfiret ve bağışlanma ayıdır aynı zamanda.

Efendim bugünden tezi yok sabah namazına yakınımızdaki bir cami-i şerife gidip içtenlik ve pişmanlıkla;

Diyelim cümle günahlarımıza estağfirullah, estağfirullah, estağfirullah el-azîm el-kerîm, er-rahîm, ellezî lâ ilâhe illâ hû…

Siz değerli gönüldaşlarımıza Hayırlı Ramazanlar diler,

Sabahına annemizden doğduğumuz gibi tertemiz kavuştuğumuz bayram sabahına erişmenizi niyaz ederiz.

Bâkî selamlar…