Peygamberimizden Oruçla İlgili Cevaplar
Bir adam Rasûlullâh’a (s.a.s): “Yâ Rasûlallâh! Ben oruçlu olduğumu unutarak yedim ve içtim” dedi. Rasûlullâh (s.a.s): “Sana, Allah yedirmiş ve içirmiştir” buyurdu.
Kan Aldırmak Orucu Bozar mı?
Ebû Sa‘îd (r.a) anlatıyor:
Rasûlullâh (s.a.s) buyurdular ki:
“Üç şey vardır orucu bozmaz: Hacamat olmak (kan aldırmak), kusmak, ihtilam olmak.”
İbn Abbas (r.a) anlatıyor:
“Rasûlullâh (s.a.s) ihramlı olduğu halde hacamat oldu. Keza oruçlu iken de hacamat oldu.”
Oruçlunun kan aldırması, orucunu koruyamayacak şekilde zayıf düşmesinden korkulursa mekruhtur, değilse mekruh olmaz. Bununla beraber uygun düşen, bunu güneş batışından sonraya bırakmaktır. Nitekim bu konuda sahabeden Hz. Enes (r.a) şöyle diyor:
“Biz oruçlunun hacamat olmasını, sadece bitap düşmesinden korkup terk ettik.”
Oruçlu Olduğunu Unutarak Yiyip İçen Ne Yapar?
Bir adam Rasûlullâh’a (s.a.s):
“Yâ Rasûlallâh! Ben oruçlu olduğumu unutarak yedim ve içtim” dedi.
Rasûlullâh (s.a.s):
“Sana, Allah yedirmiş ve içirmiştir” buyurdu.
Ebû Hureyre (r.a) anlatıyor:
Rasûlullâh (s.a.s) buyurdular ki:
“Kim oruçlu olduğu halde unutur ve yerse veya içerse orucunu tamamlasın. (Orucum bozuldu zannında olmasın) Çünkü Allah yedirip içirmiştir. ”
Unutularak yendiği takdirde oruçlunun yapması gereken hususlar, İslâm bilginleri arasında ihtilaf konusudur. Âlimlerin çoğu, oruçlu üzerine kaza gerekmeyeceğine hükmetmişlerdir. Hadiste, Cenâb-ı Hakk’ın kullarına olan lütfu ve onlara tanıdığı kolaylık görülmektedir.
Cünüp Kimse Oruç Tutabilir mi?
Hz. Aişe’den (r.a) nakledilmiştir. Demiştir ki:
Bir adam Rasûlullâh’a (s.a.s) sordu:
“Sabah namazı vakti girer, ben de cünüp bulunursam, o takdirde oruç tutayım mı?”
Bunun üzerine Rasûlullâh (s.a.s) şöyle buyurdu:
“Ben de cünüp olduğum halde (sabah) namazı vakti giriyor ve ben oruç tutuyorum.”
Adam bu defa şöyle dedi:
“Yâ Rasûlallâh! Sen bizim gibi değilsin. Cenâb-ı Hakk, senin geçmiş ve gelecek günahlarını affetmiştir.”
Rasûlullâh (s.a.s) ona şöyle cevap verdi:
“Allah’a andolsun ki, sizden daha çok Allah’tan saygı ile korkmakta olduğumu ve nelerden sakınmamı sizden daha iyi bildiğimi ummaktayım.”
Ramazanda kişi cünüp olarak sabahlarsa, bu cünüplük ister ihtilam sonucu isterse cinsî münasebet sonucu olsun onun orucu tamdır. Yani gusleder ve orucuna devam eder. Bu konuda Hz. Âişe ve Hz. Ümmü Seleme annelerimizden çok sayıda hadis nakledilmiştir.
Ebû Bekir b. Abdirrahman’dan… Dedi ki:
“Peygamberin (s.a.s) zevceleri Âişe ve Ümmü Seleme bana bildirdiler ki, Peygamber (s.a.s), cünüp iken fecir üzerine doğardı da (imsak vakti girerdi de) sonra yıkanır, oruç tutardı.”
Yolculukta Oruç tutulur mu?
Hamza b. Amr, Rasûlullâh’a (s.a.s) sordu:
“Yâ Rasûlallâh! Ben yolculukta oruç tutmaya, kendimde güç buluyorum. Acaba oruç tutsam bana bir günahı var mıdır?”
Bunun üzerine Rasûlullâh (s.a.s):
“Bu Allah’tan bir ruhsattır/müsaadedir. Kim onu yaparsa ne âlâ! Kim oruç tutmak isterse, ona da bir günah yoktur” buyurdu.
Oruçlu Kimse (münasebette bulunmaksızın) Eşiyle Şakalaşıp Onu Öpebilir mi?
Hz. Cabir (r.a) anlatıyor. Hz. Ömer (r.a) bir gün telaşla gelerek:
“Ey Allah’ın Rasûlü! Bugün ben büyük bir hatada bulundum, oruçlu iken (hanımımı) öptüm!” dedi.
Rasûlullâh (s.a.s) da şöyle cevap verdi:
“Sen oruçlu iken mazmaza yapmaz mısın? (Bu orucunu bozar mı?)”
Ravilerden İsa b. Hammad rivayetinde der ki: Hz. Ömer şöyle dedi:
“Bunda bir beis yoktur.”
Rasûlullâh (s.a.s) buyurdular ki:
“Öyleyse niye telaşa düşüyorsun?”
Bu rivayet Hz. Ömer’in oruçlu iken hanımını öptüğünü, sonra da büyük bir hata işlemiş olmanın zan ve telaşına düşerek Hz. Peygamber’e (s.a.s) müracaat ettiğini göstermektedir. Rasûlullâh (s.a.s), Hz. Ömer’i ikna için, oruçlu iken abdest sırasında ağzına su alıp almadığını (mazmaza) sorar ve ağza alınıp sonra atılan suyun orucu bozmaması gibi, öpmenin de orucu bozmayacağını belirtir. Bu cevapla Efendimiz (a.s):
“Ağza su almak içmenin başlangıcıdır, ama içmek değildir. Öyleyse öpmek, cimanın (cinsel ilişkinin) başlangıcıdır ama cima değildir” demiş olmaktadır.
Abdullah b. Amr anlatır:
Rasûlullâh’ın (s.a.s) yanındaydık. Bir genç gelerek:
“Yâ Rasûlallâh! Oruçlu iken hanımımı öpebilir miyim?” diye sordu.
Rasûlullâh (s.a.s):
“Hayır” cevabını verdi. Derken bir ihtiyar geldi. O da:
“Yâ Rasûlallâh! Oruçlu iken hanımımı öpebilir miyim?” diye sordu.
Rasûlullâh (s.a.s) ona:
“Evet, öpebilirsin” cevabını verdi.
Biz birbirimize bakıştık. Bunun üzerine Rasûlullâh (s.a.s):
“Birbirinize neden bakıştığınızı anladım. Şüphesiz ihtiyar kendisine sahip olur” buyurdu.
Bu ve benzer hadisleri dikkate alan fakihler, bu konuda şu değerlendirmede bulunmuşlardır:
Öpüşmek, kucaklaşmak, ileri derecede münasebetle bulunmak yani fahiş mübaşeret mekruhtur. Oruçlu iken bu tür davranışlardan kaçınmak gerekir.
Nafile Oruç Tutan, Mazeretsiz, Yiyip İçerse Ne Yapar?
Hz. Aişe (r.a) anlatıyor:
Ben ve Hafsa oruçlu idik. Bize bir yemek getirildi. Yemeği beğendik ve ondan yedik. Sonra Rasûlullâh (s.a.s) geldi. Hafsa, babasının kızıydı (yani daha uyanıktı). Benden önce Rasûlullâh’a davranarak:
“Yâ Rasûlallâh! İkimiz de oruçlu idik. Bize bir yemek getirildi. Onu beğendik ve ondan yedik” dedi.
Rasûlü Ekrem:
“Onun yerine başka bir gün oruç tutun” buyurdu.
Bu hadisten hareketle fukahâ:
“Başlanmış bir nafile orucun bozulması durumunda gününe gün kaza edilmesi vaciptir” demişlerdir.
Oruçlu İken Ağza ve Buruna Su Çekilebilir mi?
Lakît b. Sabire (r.a) anlatıyor:
“Yâ Rasûlallâh! Bana abdesti öğret” dedim. Buyurdu ki:
“Abdestini (farz ve sünnetlerini) tam yap! Parmaklarının arasına su geçir ve oruçlu değil isen istinşakı mübalağalı yap, buruna su çekmeyi çokça yap.”
Oruçlu, Gözlerine Sürme Çekebilir mi?
Hz. Enes (r.a) anlatıyor; bir adam gelerek:
“Ey Allah’ın Rasûlü! Gözüm ağrıyor, oruçlu olduğum halde sürme çekiyorum. Bu, orucumu bozar mı?” diye sordu.
Rasûlullâh (s.a.s):
“Hayır (bozmaz)” buyurdu.
*Prof. Dr. Ali ÇELİK
Genç KALEMLER diğer yazıları
- 15 Temmuz 2023 Kethüda Mescidinin Asırlık Hikayesi
- 18 Ocak 2023 Kıssadan Hisse
- 07 Ekim 2022 Hz. Peygamber'in (sav) Örnek Ahlakı
- 11 Eylul 2022 İlla Edeb, İlla Edeb
- 03 Nisan 2022 Ramazan Orucunun Fazileti
- 01 Aralık 2021 İslam Dini ve Engellilik
- 18 Ekim 2020 Melek Yüzlü Efendim
- 26 Nisan 2020 Pir Abdulkadir Geylani Hazretlerinin Mührü ve Duası
- 28 Ocak 2020 Profesörün İlk Namaz Heyecanı
- 28 Eylul 2019 Veliler Sofrası
- 28 Eylul 2019 Anlat Mürşidim
- 20 Aralık 2018 Tasavvuf Peygamber Efendimizin Yoludur
- 09 Mart 2018 İstemem!
- 29 Ekim 2017 Camiye Gelenler ile Namaz Kılanlar
- 23 Şubat 2017 Şems-i Tebrizî (k.s)
- 25 Ekim 2016 II. Abdulhamid Han´ın Tasavvufi Yaşantısı ve Meşayihle İlişkileri
- 25 Ekim 2016 Na’t-ı Şerîf
- 13 Mayıs 2016 Horasan Erenlerinden Sarı Saltuk
- 31 Ocak 2016 Yâ Sabûr (c.c)
- 30 Temmuz 2015 Sadıklarla Beraber Olun!
- 27 Şubat 2015 Tasavvuf Aslında Ashabın Yaptıklarıdır, Yoludur
- 27 Şubat 2015 Seni Seven Âşıkların
- 26 Şubat 2015 Kâdiriye Tarikatı ve Pir Abdülkâdir Geylânî Hazretlerinin İlmî Derinliği
- 06 Kasım 2014 Sûfîlerden Esintiler / Mansur b. Ammâr (k.s)
- 03 Haziran 2014 Takva Babı -Kuşeyri Risalesi
- 03 Haziran 2014 Allah’a İtimat Etmek - Abdülkâdir Geylânî (k.s)
- 08 Şubat 2014 İlim-Amel Seyr u Sülûk / Aziz Mahmûd Hüdâyî
- 25 Eylul 2013 Ehl-i İrfan – Günah İlletinin Devası
- 17 Eylul 2013 Yolculuğun Kiminle ve Nereye?
- 25 Mayıs 2013 İki Hece Bir Soluk; Vefa
- 16 Şubat 2013 Peygamberimizin İsimleri, Künyesi ve Pak Soyu
- 03 Kasım 2012 Tarikat-ı Kâdiriyye ve Sıdk
- 03 Kasım 2012 Mevlânâ’ya Hakaret Edenler Aynaya Baksın!
- 03 Kasım 2012 Sûfîlerden Esintiler…
- 11 Mart 2012 Kendi Cenaze Namazlarını Kılanlar
- 11 Mart 2012 Mürşid-i Kâmili Ziyâret Âdabı
- 29 Aralık 2011 Mevlid-i Nebî
- 29 Aralık 2011 Tasavvufî Şiirler
- 05 Ekim 2011 Sonsuzluk Kervanı
- 05 Ekim 2011 İlim-İrfân Terkibi ve Medeniyetimiz
- 15 Nisan 2011 Mevlânâ Hazretlerinin (k.s) Vecde Gelişi
- 15 Nisan 2011 Peygamber Efendimiz ve Zühd Hayatı
- 15 Nisan 2011 Şemâil-i Şerîf
- 26 Şubat 2011 Aşk Damlaları - Serkan KAMACI
- 26 Şubat 2011 Hakikate Açılan Pencere, Örtünme
- 25 Aralık 2010 Dört Halifeden
- 12 Ekim 2010 Genç Kalemler - Zuhûr-i Aşk
- 08 Ağustos 2010 Tasarrufta Bulunmak
- 08 Ağustos 2010 Kalk Arkadaş