Nurdan ADAK

Milhan Kızı Rümeysa

Milhan Kızı Rümeysa

Ümmü Süleym’in metanetini gösteren bir olay da Hz. Peygamber’in evlerine geldiği zaman sevip ilgilendiği Ebû Umeyr adlı çocuklarının ölümü üzerine takındığı tavırdır...

               Ümmü Süleym Gumeysa bint Milhan b. Halid el- Ensarriyye el- Hazreciyye’nin asıl adı Rumeysa’dır. Rumeysa; hoş ve nazik kadın anlamlarının dışında aynı zamanda takımyıldızının en parlak yıldızı demektir. Rumeysa bint Milhan da hanımlar âlemi içeresinde ışığı nuru en parlak olanlardan biridir. O, Rabbine teslimiyetin en güzel örneğidir.

            Ümmü Süleym câhiliyye döneminde ilk olarak Mâlik b. Nadr ile evlendi. Bu evlilikten Enes b. Mâlik doğdu. Ensarlardan olan Ümmü Süleym, Rasûl-ü Ekrem henüz Mekke’de iken ilk Müslüman olanlarla birlikte İslâmiyet’i kabul etti ve sorumlu bir anne olarak çocuklarına İslam’ı öğretmeye çalıştı. Oğlu Enes’e kelime-i tevhidi öğretmesine çok kızan kocası Mâlik b. Nadr Medine’yi terk edip Suriye’ye gitti ve düşmanlarından biri tarafından öldürüldü.

            Efendimiz (s.a) Medine’ye hicret ettiğinde bütün Ensar Efendimizi ziyaret ederek ona hediyeler sununca Ümmü Süleym de oğlu Enes’i alarak Efendimizin yanına geldi. Ona;

- Ya Rasulallah! Ensar’dan herkes sana hediyeler verdi. Benim bu oğlumdan başka sana verecek hediyem yok. O, akıllı bir çocuktur. Onu al. Sana hizmet etsin, dedi. İşte bu Ümmü Süleym’in yaptığı hem büyük bir infak hem de büyük bir imtihandır. Bir anne olarak bu durum elbette zordur ancak Allah’a teslim olan kendini Allah için adayan bir annenin davranışıdır. Enes o günden itibaren Rasûlullah’ın vefatına kadar on yıl süreyle kendisine hizmet etti.

            İki sene dul kalan Ümmü Süleym’e Medine’nin soylularından Ebû Talha el-Ensârî evlenme teklif etti. Ümmü Süleym, onun putlara tapmaktan vazgeçip İslâmiyet’i kabul ettiği takdirde mehir almadan kendisiyle evleneceğini söyledi. Bunun üzerine Ebû Talha Müslüman oldu ve Ümmü Süleym ile evlendi. Bu evlilikten Ebû Umeyr ve Abdullah adlarındaki çocukları doğdu.[1]

            Ümmü Süleym’in metanetini gösteren bir olay da Hz. Peygamber’in evlerine geldiği zaman sevip ilgilendiği Ebû Umeyr adlı çocuklarının ölümü üzerine takındığı tavırdır. Ebû Talha oğlu Umeyr’i çok severdi. Umeyr bir gün çok hastalandı. Ebu Talha Allah Rasulünün yanındayken küçük Umeyr öldü. Ümmü Süleym bu haberi eşi Ebu Talha’ya kendisinin haber vereceğini kimsenin söylememesini istedi. Akşam olunca eve dönen Ebu Talha hasta olan çocuğun durumunu sorunca Ümmü Süleym onun eskisinden daha sakin durduğunu söyledi. Daha sonra ona akşam yemeği hazırladı ardında da süslenip güzel kokular sürünerek kocasının yanına geldi. Sabahleyin Ümmü Süleym Ebû Talha’ya:

- Birinden ödünç bir şey alan kimse aldığı şey geri istenince onu vermeyip yanında alıkoyabilir mi? diye sordu. Ebû Talha da:

- Mutlaka geri vermesi gerekir, dedi. Ümmü Süleym;

-O halde senin oğlun, Allah’ın bizde bulunan bir emanetiydi. Allah emanetini geri aldı, dedi. Ebu Talha:

- O nerededir?” deyince, Ümmü Süleym:

- İşte şu beşiktedir” dedi. Ebu Talha odaya girdi ve çocuğun üstünden örtüyü kaldırarak:

- Allah’tan geldik yine Allah’a döneceğiz, dedi ve gidip olanları Hz. Peygamber’e anlattı. Hz. Peygambergecelerinin mübarek olması için dua etti. O gece hamile kalan Ümmü Süleym doğan çocuğu oğlu Enes ile Hz. Peygamber’e gönderdi, Resûl-i Ekrem de bir hurma istedi ve onu ağzında çiğneyip çocuğun ağzına çaldı. Sonra da ona Abdullah adını verdi.[2] Resûlullah’ın duasının bereketi Abdullah’ın çok sayıdaki çocuğunda görüldü. Onlar Ensar’ın en faziletli evlâdı oldu.

            Ümmü Süleym’in hangi tarihte vefat ettiği bilinmemektedir. 

 

 


[1] Ebu Davud et-Tayalusi, Müsned 3/533.

[2]Müslim, Fazilet’üs-sahabe, 2144..


Nurdan ADAK diğer yazıları