Dr. Zafer Tortum -Merhum

İlahi Deryadan İnciler – Farkında Olmak

İlahi Deryadan İnciler – Farkında Olmak

İnsanın kemikleri betondan 4 kat güçlüdür.

Âlemlere Rahmet Peygamberimiz:

“Her şeyin bir gelini (süsü) vardır. Kur'an'ın gelini de er-Rahmân sûresidir.”diye buyuruyor.

Kur'an-ı Kerim'de 78 Ayetten oluşan Rahmân Sûresi'nde Yüce Allah, tam 31 kez şöyle buyuruyor: “Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân” Yani “O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?” diye insanları ve cinleri uyarıyor.

Rabbimiz “Rahmân” sıfatıyla, yeryüzündeki bütün yaratılmış varlıkların (inancı ne olursa olsun) rızkını veriyor. Bakan değil, gören insan ise bu sayısız nimetlere ‘Hamdolsun Allah’ım’ diyerek “Rahmâniyet tecellisinden “Rahîmiyet” tecellisine ulaşıyor. İşte Rahîm olan Allah, kendisine ve habibi Hz. Muhammed'e (s.a.s) inanıp nimetlerine hamd eden mü’minleri hem dünyada hem de ukbâda koruyup gözetiyor.

Evet, bakmak değil de görmek. ‘Gözler kalbin aynasıdır’ demiş büyüklerimiz. Bu konuda Gül Devri’nde yaşanan bir olay ne kadar ibret verici:

Efendimiz (s.a.s) bir mecliste otururlarken, Ebû Cehil geldi. Hiçbir şey konuşmadan Peygamberimizin yüzüne epey dikkatlice baktıktan sonra:

Ya Muhammed! Sen ne kadar çirkin suratlı, acayip görünüşlü bir insansın, dedi.

Peygamberimiz hiç kızmadı, hiddetlenmedi. Ona:

Doğru söylüyorsun ey Ebû Cehil, buyurdular. Orada bulunanlar, bundan pek bir şey anlamamışlardı.

Biraz sonra, aynı yere Hazreti Ebû Bekir (radıyallâhu anh) geldiler. O da bir müddet sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’in mübarek vech-i şerîfine baktıktan sonra:

Ya Resûlallah! Anam-babam, nefsim ve bütün varlığım sana feda olsun. Sen ne kadar güzel yüzlü, güzel görünüşlü, tatlı sözlüsün. Ben, senden daha güzel bir insan görmedim, dedi.

Hazreti Peygamber Efendimiz ona da:

Doğru söyledin ey Ebû Bekir! buyurdular. Her iki zıt söze de aynı şekilde mukabele ederek tasdik eden Peygamberimizin yanındakiler:

Ya Resûlallah! Biri çirkinsin, dedi. Onu tasdik ettiniz. Diğer birisi ise güzelsiniz, dedi onu da tasdikettiniz. Bu nasıl oluyor bize anlatır mısınız?dediler.

Hazreti Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular:

Ben aynayım. Kim bana bakarsa kendi suretini görür. Ebû Cehil, kendi çirkinliğini gördü çirkinsiniz dedi. Ebû Bekir ise; kendi yüzündeki Nur-u İlâhi’yi seyretti, güzel dedi.

Evet, günümüzde de kimi Ebû Cehiller, Yaradan’ın türlü türlü nimetlerine, bedenimizdeki harikulade olaylara bırakın şükretmeyi, hamdetmeyi; ‘bunlar (haşa) tabiatın bize hediyeleridir, yiyin-için bir daha mı dünyaya geleceğiz, keyfinize bakın’ demiyorlar mı? İşte Rabbimizin nimetlerini yalanlamıyorlar mı?

Sizce de benzerlik yok mu? İşte; Gül Devri’nin sultanı, nur yüzlü, Kainatın Efendisi, yaratılmışların en hayırlısı Hz. Muhammed'e (s.a.s) bu çirkin benzetmeyi yapan devrinin firavunu Ebû Cehil, Hakeza çağımızdaki Allah, Peygamber tanımayan, zulmeden, Rabbimizin nimetlerinden bihaber olan nasipsizler.

Ey yüce Rabbim; kainata ve bizlere en büyük nimetin olan Hz. Muhammed Mustafa'yı (s.a.s)  Hz. Ebûbekir (r.a) gibi görenlerden eyle (Amin).

Bize ve bedenimize bahşettiğin tüm nimetlerinden hiçbirini yalanlamıyor ve ‘sana hamdolsun’ diyoruz.

Bedenimizdeki bu nimetlerden bazılarını istifadenize sunuyor ve ibret olmasını Yüce Allah'tan niyaz ediyorum:

*  Sadece bir tane insan beyin hücresi, 5 takım ansiklopedi bilgisialabilecek kapasitededir.(Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân)

*  İnsanın kemikleri betondan 4 kat güçlüdür. (Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân)

*  İnsanın beynindeki açlık ve tokluk merkezleri olmasaydı, açlıktan ya da aşırı yemek yemekten ölünebilirdi. (Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân)

*  Kalbimiz tek bir kasılma esnasında (aynı anda) iki farklı kanı farklı yöne (temiz kanı aort ile vücuda, kirli kanı akciğerlere) gönderir. (Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân)

*  Eğer DNA’daki bilgileri bir kâğıda dökmemiz gerekseydi, her biri 500 sayfa olan 900 ciltten oluşan dev bir kütüphane oluşturmamız gerekirdi.(Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân)

*  Her bir gözden gelen görüntü iki boyutludur. İki gözden gelen bilgiler beyinde üç boyutlu tek bir görüntü haline getirilir. Bu sayede derinlik ve cisimler arasındaki mesafe algılanır.(Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân)

*  Döllenmeden(iki hücre)doğuma kadar bir bebeğin ağırlığı beş milyon kat artar. (Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân)

*  İnsan vücudundaki su miktarının %10'u kaybedilirse(özellikle uykuda)insan için hayatî bir tehlike oluşmaya başlar. Bu tehlikenin oluşmaması içinsu ölçümü yapan özel algılayıcıların acil bir durumda salgıladığı ADH hormonu, su dengesini sağlar.(Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân)

*  Burnumuz köpeklerin burnu kadar hassas değildir, ancak 50 bin farklı kokuyu hatırlayabilecek şekilde yaratılmıştır. (Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân)

* Parmak izine benzer şekilde, herinsantek ve benzersiz bir dil izine sahiptir. (Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân)

O HALDE, RABBİNİZİN (c.c) HANGİ NİMETLERİNİ YALANLIYORSUNUZ !

Rabbimiz, biz senin nimetlerinden hiçbirini yalanlamıyoruz, sana hamdolsun.


Dr. Zafer Tortum -Merhum diğer yazıları