Dr. Zafer Tortum -Merhum

İlahi Deryadan İnciler - İlim ve Kudret Sahibi Yüce Allah

İlahi Deryadan İnciler - İlim ve Kudret Sahibi Yüce Allah

Ey mü’minler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç aşırmazsınız. O emanetler, Allah’ın kitabı Kur-ân-i Kerim ve Peygamberin sünnetidir.

      Ey sonsuz ilim ve kudret sahibi yüce Allah'ım (c.c),

      Senin ilmini anlatmaya okyanuslar mürekkep, dünyadaki milyonlarca ağaç kalem olsa yeter mi?

Habibin Muhammed Mustafa (s.a.s) dünyayı şereflendirdikten sonra Seni ve ilmini insanlığa o kadar muhteşem anlattı ki, 1400 küsur sene geçse de hala o kadar taze ve ruhlardaki izi o kadar sıcak ki… Kâinatın Efendisi 23 sene gibi kısa bir zamanda yüce Yaradan’ı ve O’nun dinini öyle güzel kalplere nakşetmiş ki, kıyamete kadar bu sağlam temelli nakşetme devam edecektir Allah'ın izni ve inayetiyle.

Zaten Veda Haccında Nebiler Sultanı (s.a.s) şöyle buyurmuyor mu?

“Ey mü’minler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç aşırmazsınız. O emanetler, Allah’ın kitabı Kur-ân-i Kerim ve Peygamberin sünnetidir.” (Mâlik, Muvatta, Kader/3; Ebû Dâvûd, Menâsik/56)

Ama ben, gönül koyuyorum.

Kâinatın hâkimi Yüce Allah'ın (c.c) bu kadar nimetine rağmen, hala O'nu tanımayanlara gönül koyuyorum.

İnsanlığı uyarmak için nice peygamberler gönderip, onların cehennem kütüğü olmamaları için lütufta bulunmasına rağmen, O'na şükretmemelerine gönül koyuyorum.

Miraç'ta cennetleri müşahede ettiği halde; “Ümmetim, Ümmetim” diyerek tekrar dünyaya dönen Yüce Rasûl’ü tanımayanlara, tanıyıp da inanmayanlara, inanıp da O'nun yolunda gitmeyenlere, hele hele ilim adamı olup da ilmiyle amel etmeyenlere gönül koyuyorum.

Evet; ilmiyle, bildiğiyle amel etmek… Bu konuda insan; kâinat içerisindeki baş döndürücü ahenge, sayısını bilemediğimiz mahlûkata, gezegenlere, yıldızlara bakabilir. Ama önce kendisine baksa, vücudundaki olaylara şöyle bir göz atsa!..

Biz de (naçizane) bunun için ilahi deryadan birkaç düşündürücü kesit sunalım istedik:

 

Uyurken Hareket Etmemizin Önemi

İnsan; uyurken sık sık hareket edip sağa sola döner. Eğer hareket etmez, hep aynı pozisyonda uyursa (felçlilerde olduğu gibi), yere temas eden derinin dolaşımı bozulup; yara, ülser hatta ilerlerse enfekte olup kas, kemiklere ve vücuda yayılıp hayati tehlikelere neden olabilir. Bu nedenle felçli hastalar havalı yataklarda bakılır ve en az 2 saatte bir, bakan kişi yardımıyla hareket ettirilir. Bu hususta, Kehf Suresi 18. âyette yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol yana deviriyorduk.”

 

Vücudumuzdaki Isı Dengesi

İnsan vücudu ısı üreten bir fabrika gibidir. Her hücredeki binlerce biyokimyasal reaksiyon sonucu ortaya çıkan ısı enerjisi mükemmel bir dengeyle tüm vücuda dağılır (Beyindeki düzenleyici merkez hipotalamusun yardımıyla). Yine vücut sıcaklığı artarsa (koşma vb.) hipotalamus devreye girer; kan damarları genişleyip, ter bezlerimiz hızla çalışarak vücut ısısını düşürür. Sıcaklık azaldığında (soğuk havada) bu sefer tam tersi bir mekanizmayla damarlar daralır, titremeyle vücut ısısı artar (Hipotalamus etkisiyle).

 

Albumin Proteini

Albumin insan kanında bulunan, taşıyıcılık ve başka görevleri de olan bir proteindir. Kanda bazı zararlı ve yararlı maddeleri taşır. Yararlı olanları (çeşitli minareller, ilaçlar, yağlar, hormonlar vb.) vücudun ihtiyacı olan yerlerine götürür ve zararlı olanları da (biluribin gibi ) karaciğere taşır. Karaciğer de bunları etkisiz hale getirir. İşte bir protein molekülü yüce Yaradan’ın emri ile aynı anda taşıdığı yararlı ve zararlı maddeleri ayırt ederek uygun miktarda ve uygun ölçüde ilgili bölgelere götürür.

 

Böbrek = Hemodiyaliz Makinesi midir?

Hayatımız boyunca hiç durmadan çalışan ve kanımızı süzerek zararlı maddelerden temizleyen böbreklerimiz mi, yoksa 21. Asrın son teknoloji ürünlerinden hemodiyaliz cihazı mı daha iyi fonksiyon görür? Bunun kararını siz verin, ama önce şu özelliklerini hatırlatalım;

Böbreklerimiz; yaklaşık 2 - 2,5 milyon tane filtrecikten (glomerül) günde 180 lt. kadar kanı süzer. Bunu yaparken -vücudun ihtiyacına göre- protein, glukoz, üre gibi maddelerin bir kısmını dışarı atar, bir kısmını ise tekrar geri alır. Ayrıca eritropoietin denilen hormonu gerektiğinde salgılayarak kan yapımına yardımcı olur. Yine kandaki su miktarını ayarlayıp, tansiyonu dengede tutar.

Bütün bunları Rabbimizin bizlere bahşettiği 7-8 cm.lik bir organ yapmaktadır.

Hemodiyaliz cihazı ise böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanılan; oldukça büyük, hastane şartlarında kullanılması gereken bir cihazdır. İnsan kanındaki birkaç madde dışında hiçbir şeyi süzemez. İnsana çeşitli hastalıkların bulaşmasına (Hepatit B, Hepatit C vb.) ve çeşitli komlikasyonlara (hipertansiyon, anemi gibi) neden olabilir. Ayrıca haftada 3 kez ve her bir seferde 4-5 saat bağlanmak gerekir.

 Sonsuz ilim ve kudret sahibi Allahü Teâlâ’ya kâinatın zerresi adedince hamd ve sena olsun.

Hz. Muhammed'e (s.a.s), kıyamete kadar ümmetinin işlediği bütün sevaplar miktarınca salat ve selam olsun.

Ne güzel şey müslüman olmak! Dahası kâmil bir mümin olmak, bilhassa ilmiyle amel etmek, Peygamber ahlakıyla bezenmiş, her haliyle ALLAH'ı hatırlatan kâmil bir mürşide bağlanmak!

Selam ve dua ile…


Dr. Zafer Tortum -Merhum diğer yazıları