Ayşe DEMİRCİOĞLU

Kur’an’da Şifa, Kur’an’la Şifa

Kur’an’da Şifa, Kur’an’la Şifa

“De ki: “O (Kur’an) inananlar için doğru yolu gösteren bir rehber ve şifadır.” Fussilet suresi, 44:

Bismillahirrahmanirrahim. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…

Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun. Resulullah (s.a.s) efendimize salât ve selâm olsun. Bu yazımda yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerîm’de geçen şifa hakkındaki âyetlerden ve Kur’an’ın şifa (kaynağı) olduğundan bahsedeceğim.

Cenâb-ı Allah Bakara suresinin 156. âyetinde şöyle buyuruyor: “Andolsun ki sizi hem biraz korku ve açlıkla hem de mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz.” Yüce Rabbimiz bu âyet-i kerîme’de bize nelerle imtihan olacağımızı açıklıyor. Canlardan imtihan da beden ve ruh sağlığının bozulmasıdır. Hiç şüphesiz ki bizi hastalıkla imtihan eden Rabbimizdir. Biz inanıyoruz ki O (c.c) bizi günahlarımızdan temizlemek istiyor, O’na dönmemizi istiyor, O’ndan istememizi istiyor. O’nun dilediğini engelleyen olmadığı gibi, O’nun engellediğini de olduracak kimse yoktur. Ancak O Kâdir olanın “Ol” buyurduğu olur, hiç şüphesiz. Bizler bir hastalığa dûçar olduğumuzda, ıstırap duyduğumuzda evvelâ sebeplere yapışır ve ellerimizi açar Yüce Yaratanımızın Şafi ismiyle şifaların en güzelini ihsan etmesini dileriz. O’na döneriz ve O’ndan yardım dileriz. Şafi olan Rabbimiz, hastalara şifa verendir, şifayı yaratandır, şifanın ve dermanın tek kaynağıdır…

Hz. İbrahim (a.s.)’in Rabbimize olan imanına, teslimiyetine şahit oluyoruz Şuârâ suresinin 78-82 âyetlerinde. Allah’ın dostu, Halilullah olan o peygamber şöyle buyuruyor: “O (Rab) ki beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir. Bana yediren, bana içiren O’dur. Hastalandığım zaman bana şifa veren O’dur. Beni öldürecek, sonra diriltecek olan O’dur. Ceza günü hatamı bağışlamasını umduğum da O’dur.” Allahu Teala ki yaratandır, doğru yolu gösterendir, yedirendir, içirendir, hastalandığımızda şifayı verendir, öldürendir, diriltendir… Şifayı veren kimdir? Tüm kainatı, tüm sebepleri, tüm şifaları, şifa kaynaklarını yaratan O Kâdir-i Mutlaktır…

Sabır kahramanı olan Hz. Eyüp peygamber (a.s.) da başta sağlıkla, mal ile, evlat ile imtihanlar geçirmiştir. Her bir imtihana sabredip selamete ulaşmıştır Allah’ın izniyle. Hastalığının şifasını Rabbimiz o’na şu şekilde verdi: “Ayağını (yere) vur. İşte hem yıkanılacak hem de içilecek soğuk bir (su).” dedik.”(1) Cenâb-ı Allah Hz. Eyüp peygamber (a.s.)’e şifayı yerden çıkan sudan verdi. Bu soğuk suyla hem yıkandı hem de içti ve iyileşti. İşte Şafi olan Rabbimiz, hasta olan kul ve peygamber Hz. Eyüp (a.s.)’e şifayı ne güzel verdi…

 

Cenâb-ı Allah Kur’an-ı Kerîm’de Kur’an’ın “şifa” olduğunu şu âyetlerde bildiriyor:

  • İsra suresi, 82:

“Biz Kur’an’dan, inananlar için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz.”

 

  • Yunus suresi, 57:

“Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt, gönüllerde olan (kötü duygulara, batıl inançlara, dert ve sıkıntı)lara bir şifa, inananlara bir yol gösterici ve bir rahmet (olan Kur’an) gelmiştir.”

 

  • Fussilet suresi, 44:

“De ki: “O (Kur’an) inananlar için doğru yolu gösteren bir rehber ve şifadır.”

Bu âyet-i kerîmelerden anladığımız Kur’an-ı Kerîm’in kendisinin ve okunmasının rahmet ve şifa olduğudur. Hiçbir kelâm, hiçbir söz Allah’ın Kelâmı olan Kur’an-ı Kerîm’e denk değildir. Aleyhissalatu vesselâm efendimiz buyuruyor ki: “Biriniz Rabbiyle konuşmak istiyorsa Kur'an okusun.”(2) Kur’an okuduğumuz zaman biz kiminle konuşuyoruz? Âlemlerin Rabbi olan Allah ile... Rabbimizle konuşmak istemez miyiz…? O’nun Kelâmını duymak istemez miyiz? Elbette isteriz! O’nun Kelâmını okumak, O’nunla konuşmak gönüllerimize, bedenlerimize, ruhlarımıza şifadır, şifa!

Okunan Kur’an-ı Kerîm ile harf başına on hasene/sevap yazılır amel defterimize. Kur’an-ı Kerîm’i okuyanların Kur’an’ın Kıyamet gününde şefaatçi(3) olarak geleceğini de peygamberimiz (s.a.s.) bize bildirmiştir. Asr-ı Saadette vuku bulan bir olay bize bildiriliyor. “Berâ b. Âzib (r.a.) anlatıyor: Bir adam Kehf sûresini okuyordu ve yanında iki yularla bağlanmış bir at vardı. Adamın üzerine bir bulut geldi. Bulut ona yaklaşmaya, at da bundan dolayı ürkmeye başladı. Sabah olunca adam Peygamber’e (s.a.s) gelerek bu durumu anlattı: Peygamber (s.a.s): “O bulut, Kur’an için inmiş (meleklerin getirdiği rahmetten oluşan) sekînettir”, buyurdu.(4) Hadis-i şeriften anladığımız okunan Kur’an’dan dolayı sekînet, rahmet iniyor üzerimize, huzur buluyoruz, rahatlıyoruz. Kur’an okuduğumuz ortamın havası değişiyor, bereketleniyor. Hakikaten ruhların şifası, dertlilerin devası Kur’an-ı Kerîm’dir.

Son olarak da Cenâb-ı Allah, arı manasına gelen Nahl suresinin 69. âyetinde, balın şifa olduğunu buyuruyor.“Onların karınlarından rengârenk bir içecek (bal şerbeti) çıkar ki o, insanlar için bir şifa (kaynağı)dır.”  Küçücük varlıkların, o arıların, vızır vızır uçup nice çiçeklerden bitki özünü toplayıp hazırladıkları bal… Antibiyotik gibi nice faydaları olan bir şifa kaynağıdır. Rabbimizden bize bir ikram, bir hediye, hastalıklarımıza şifa…

Âlemlere rahmet olarak gönderilen aleyhissalatu vesselam efendimiz iki şifa veren maddeden yararlanmamızı buyuruyor. Nedir bunlar? Kur’an-ı Kerîm ve bal.(5)  Hem Cenâb-ı Allah’ın âyetlerle bize bildirdiği şifalardan, hem de Rasulullah (s.a.s.)’in bize öğrettiği şifa kaynaklarından istifade edelim inşallah…

Rabbim Kur’an’a olan rağbetimizi artırsın. Kur’an’ı gözümüzün nuru, kalbimizin şifası kılsın. Dilimizi Kur’an’la süslesin ve güzelleştirsin. Kur’an’la yüzümüzü güzelleştirsin ve vücudumuza kuvvet versin. Gece ve gündüz daim Allah’ın rızası için Kur’an’ı okumayı bize bahşetsin…

Rabbim maddi ve manevi hastalıklarımıza ya Şâfi ismine hürmeten şifaların en güzelini versin…

Âmin…

Vesselâm

 

[email protected]

 

 


1.Sâd suresi, 42

2.Camiüssağir, 360

3.Müslim, Müsâfirîn, 252

4.Müslim, Müsâfirîn, 240

5.İbn Mâce, Tıb, 7


Ayşe DEMİRCİOĞLU diğer yazıları