Selçuk DAŞDAN

Niyaz-i Mısri Halveti_DİVAN-I İLAHİYAT

Niyaz-i Mısri Halveti_DİVAN-I İLAHİYAT

Şerîatsız hakîkat oldu ilhâd Hakîkat nûr, ziyâsıdır şeriat

XVII. asırda yaşayan Mehmed Niyâzî-i Mısrî Halvetî (k.s), Halvetiyye’nin “Orta Kol” diye tanınan “Ahmediyye-i Halvetiyye” kolunun devamı niteliğinde olan “Mısriyye” şubesinin kurucu pîridir.

Coşkun ve cezbeli bir sûfî olan Hz. Mısrî, İslâm tasavvuf tarihinin en renkli ve en yetkin simalarındandır. 1618'de Malatya'da doğmuş Diyarbakır, Mardin, Kerbelâ, Şam, Mısır, İstanbul, Elmalı, Uşak, Kütahya ve Bursa’da yaşamış, nihayet sürgüne gönderildiği Limni'de 1694 senesinde rıhlet etmiştir.

İbn Arabî, Hazret-i Mevlânâ ve Yûnus Emre tefekkürünün XVII. asırdaki takipçilerinden olan Mısrî, adeta bu üç büyük zatın düşüncelerinin harmanlandığı mükemmel bir terkiptir. Mısır’da öğrenim gördüğü için ‘Mısrî’ diye tanınan Hz. Pîr, şiirlerinde aşka ve irfana ait hakikatleri damıtıp süzerek devrinin en güzel Türkçesiyle kaleme almıştır. Aynı zamanda edebiyat tarihimizde kendisini takip eden mutasavvıf şair ve ediplerle, adına “Niyâzî-i Mısrî Okulu" diyebileceğimiz büyük bir edebî okulun kurucusu olma vasfını da taşıyan Hz. Mısrî, fikirleriyle bütün çağlara hitap eden ve insanlığın varmak istediği hakikatin şâhikalarında dolaşan bir gönül adamıdır. O, İslâm’ın derinliğini idrâk eden bir ârif-i billah olduğu kadar, Türkçe’nin de inceliklerini bilen bir şairdir.

Bu büyük Hakk âşığı ve ârifinin yol tecrübelerini anlattığı “Dîvân-ı İlâhiyâtı”nı anlamaya çalışmak, bir manada insanın İslâm’ın irfânî derinliğini, vücûd birliğini ve kendini idrâk etmesi anlamına gelmektedir. Hz. Pîr’i selefi olan sûfî şairlerden ayıran özellik, İlâhiyâtında, sülûk sırasında yaşanılması gereken fark ve cem‘ sırlarını dengeli olarak vermesidir.

Şerîatsız hakîkat oldu ilhâd

Hakîkat nûr, ziyâsıdır şeriat

diyen Hz. Pîr’in ortaya koyduğu vahdet ve kesret/cem‘ ve fark idrakiyle ilgili denge, tasavvuf yolları içinde, derviş eğitiminde fevkalâde önemlidir. Sülûku sırasında yaşadığı aşk ve irfân hâllerini yorumlamaya çalışan sâlikin, şerîattan hakîkate doğru yol alırken hangi halde hangi reçeteyi kullanacağını bilmesi, nefsinin tehlikeli yollara sapmasını önleyecektir.

Niyâzî Hazretleri’nin ilâhiyâtı bu sapmaları önleyecek altın kuralları ihtivâ eder.

Elinizdeki eser, Hz. Mısrî’nin pek çok belge ve yeni bilgilerden hareketle yazdığımız hayatıyla yetmişten fazla yazma nüshanın karşılaştırılması sonucunda elde ettiğimiz İlâhiyâtını ihtiva etmektedir.


Selçuk DAŞDAN diğer yazıları