Dr. Abdulkadir EREN

Aciz Nefsim ve Namazım-2

Aciz Nefsim ve Namazım-2

Evlat! Evvela hakiki abdest al. Dışını su ile, içini tevbe ile temizle. Ondan sonra seccadene var...

Ey nefsim, büyük bir şevkle kalk namaza. Fahri Kainat Efendimiz, kendisine; “En hayırlı ibadet nedir?” diye soran bir sahabe efendimize ‘’vaktinde kılınan namazdır’’ dediğini hatırla. Erhamerrahimin olan Rabbimiz ise iman edenleri, ‘’Onlar namazlarını vaktinde kılarlar’’ diye tavsif ettiğini unutma. Çalıştığın yerdeki amirin, oturduğun şehirdeki devlet başkanın seni çağırsa, nasılda telaşla, hızla kalkar gidersin. Seni sultanlar sultanı çağırıyor. Hem Allah´ı(c.c) sevdiğini söylüyorsun, hem de namaza kalkarken ağır ağır mı hareket ediyorsun? Sen hiç sevgilisiyle buluşmak istemeyen aşık gördün mü? Namaz sevgiliyle vuslattır. Namaz müminin miracıdır. Namazda kimin karşısında, kimin huzurunda olduğunu tefekkür et.
Ey nefsim, ilk önce ihlasla niyet et ve Cenabı Hakk´tan yardım dile. İlk tekbirle Allah’tan başka her şeyi arkana at. Aynen ‘’Lailahe illallah’’ taki nefy gibi, ellerini kaldırdığında nefy et her şeyi. Ebubekir Şibli (k.s.) ‘’aşkın hakikati, sende hiçbir şey kalmamacasına, kendini bütünüyle sevdiğine vermendir’’ buyurmuş. Kendinde bir şey kalmadan ver kendini Rabbine. Aşk ile kıl namazını.
Derin bir saygı içerisinde huzurda dur. O’ na sığın, aczini bil. Rabbinin karşısında hiçbir şeyinin olmadığının farkına var. Çünkü Hak Teala açıkça belirtir ‘’ Sadakalar ancak fakirler, miskinlere verilir’’. 
Ataullah İskenderi (k.s.) ‘ nin namaz hakkında ki şu öğütlerine kulak ver.  
‘’Namazda etrafınla ilgilenme. Sadece Allah’a(c.c) yönel. Allah(c.c) ile öyle beraber ol ki, sanki gayrısı yok gibi! Etrafınla ilgilenmediğin sürece, Allah(c.c) sana yönelir. Sen namaza durduğunda bil ki hem Allahu Teala ile hem de Peygamber aleyhisselam ile konuşmaktasın! (Öyle ya sen namaza ‘’subhaneke / seni tenzih ederim’’ diye Allah(c.c) ile konuşmaya başlıyor), tehiyyatta da ‘’Ey Peygamber, Allah´ın(c.c) selam, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun!’’ diyorsun. Çünkü Arapçada ‘’Ey!’’ diye başlayan hitap, karşında hazır bulunan kimse için söylenir’’. 
Ey nefsim, namazda okuduğun ayetlerin manasını düşün. Kalbin ve dilin beraber olsun. ‘’Havassın namazdaki en düşük mertebesi, tilavet esnasında lisan ve kalbin cemidir’’ demiş büyükler. Kendini tamamen namaza vermeye çalış. Kimin karşısında durduğunun farkına var. Hala aklında masiva, dünya meşgalesi, dünyalıkların ve tûli emelin var. Bu namazdan sonra yaşayabilecek misin? Belki de bu son namazın olacak. Her kıldığın namazı, son namazın bil. 
Aciz bir şekilde O’na boyun eğ. El Hakim Ebu Abdullah Et Tirmizi (k.s.) namazı, ‘’Kulun yaptıklarından dolayı kendi iradesiyle, Rabbi huzurunda köle gibi dikilerek, zelil bir halde, korku duyarak, tam bir teslimiyet içerisinde, ellerini bağlayarak, özür dileme makamıdır’’ diye tarif etmiş. Seni Allah’ın azabından emin kılan ne! Günahlarla ömrün geçti, gidiyor. Gelin affedeyim, ümidinizi kesmeyin diyor Rabbimiz. Rahmetinden, ademoğullarına olan muhabbetinden dolayı, tevbe etmemizden hoşnut oluyor. Gel, yaptıklarından utanarak, Rahmetini umarak, Allah’ ın huzurunda dur! Allah’ım pişmanım deyip git rükuya ve secdeye. "Kulun Rabbine en yakın olduğu an secde hâlidir. Öyleyse secdede iken çokça dua ediniz." buyuruyor Peygamberimiz. Secde ile yakınlaş Rabbimize. 
Ey nefsim, Hacı Muhammed Baba (k.s.) hazretleri, Hacı Mustafa Hayri Baba (k.s.) hazretlerine, nasıl anlatmış namazı. Sende can kulağıyla dinle. 
‘’Evlat! Evvela hakiki abdest al. Dışını su ile, içini tevbe ile temizle. Ondan sonra seccadene var. Kabe´yi iki kaşının arasında, Azrail aleyhisselam arkanda, cenneti sağ yanında, cehennemi sol yanında, sırat köprüsünü ayağının altında olduğunu düşün. Hepten gönlünü Hakka ver ve Hakkı bil. Azametle tekbir al. Korku ile otur, heybetle kuran oku. Tazarru ile rüku eyle. Tevazu ile secde kıl ve zarılıkla tahiyyat okumak üzere otur ve Allah´ın sevgisiyle selamla inşallah namazın kabul olur’’. Ne güzel anlatmış mübarek namazı. Sende gayret ve taklid et. Gayret bizden, tevfik Allah’tan, bunu unutma.
Ey nefsim, yaptığın ibadetlerden mağrur olma. Beyazidi Bestami (k.s.) ‘’Masiyetten tevbe birdir, taatden tevbe bin gerek’’ buyurmuş. Bu sözü düşün. 
Pirimiz Gavsul Azam Abdulkadiri Geylaninin (k.s.) şu sözlerine kulak ver. 
‘’Bütün amellerin, Allah´ın tevfikinin, yardımının, iradesinin ve fazlı subhanisinin eseri halbuki. Kulların amellerini de, amelleri iktisab etmelerini de yaratan, Allahü Teala Hazretleridir. ‘’ Yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık cennetlere girin’’  (Nahl 16:32) Subhan olan Allah! Ah ne de kerem sahibi, ah ne merhametli! Kulların iyi işlerini kendilerine izafe ediyor, sanki cennete girmeyi kendi amelleri ile hak etmişlercesine. Halbuki ne varsa O’nun dünya ve ahirette kulları üzerindeki tevfiki ve rahmeti ile oluyor. Peygamberimiz, ‘’Kimse kendi ameli ile cennete giremez. ‘’Sizde mi Ya Resulullah?’’ ‘’Allah’ın rahmeti olmasa, bende!’’ buyurdular . Şunu kati olarak bil ve unutma ki sen bir kulsun! Kul ve sahip olduğu her ne varsa kendine değil,  efendisine aittir. Kul olana eşyanın tozu dahi mülk değildir.’’
Ey nefsim, halk içinde en edna kendi nefsini bil. Her ibadeti O’nun lütfu bil şükret. Mevlana Celaleddini Rumi (k.s.,)’nin namaz hakkındaki şu sözlerini dinle de ağla haline. 
‘’Allah’ım, namazda gönlümü tam manasıyla sana veremezsem, ben bu namazı, namaz saymam! Ben yüzümü senin aşkından ötürü kıbleye çevirdim. Yoksa bana Sensiz usanç veren namazı ve kıbleyi ben ne yapayım? Ben bu riyâlı namazdan öyle utanıyorum ki. Utancımdan gönlüme inemiyorum, Seni bulamıyorum. Bir kimse üzerindeki elbisesini köpeğe değdirirse orasını temizlemedikçe namaz kılamaz. Ben ise nefis köpeğini koltuğumda taşıyıp duruyorum. Benim namazımı kim kabul eder. Benim namaz kılmaktan maksadım o dur ki namazda seni gönlümde öyle bulayım, Seninle öyle beraber olayım ki ayrılık derdinden hiç bahsetmeyeyim. Yoksa bu nasıl namaz olur ki? Seninle oturayım da yüzüm mihrapta gönlüm çarşıda pazarda olsun!’’
Ey Allah´ım, nefislerimizi ıslah eyle. Biz aciz kullarına yardım eyle. Bizleri namazını titizlikle koruyan, namazlarını dosdoğru ve devamlı kılanlardan eyle. Soyumuzdan da böyle kimseler yarat. Namazımızı bize şefaatçi, kabrimiz de nur eyle. Bizi sevdiğin, razı olduğun kullar zümresine kat. Bizleri Resulullah Efendimize komşu eyle. Cemalullah ile bizleri müşerref kıl. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter. Amin


Dr. Abdulkadir EREN diğer yazıları